Adli Takip Nedir? Sorusuna en detaylı ve bilgi dolu makaleyi kaleme aldık. Ceza yargılamasında bireylerin birtakım özgürlüklerini kısıtlayan adli takip uygulaması mahkemelerin sık olarak başvurduğu yollar arasında yer almaktadır. Nedenleri ve sonuçları açısından ciddi bir hukuki zemini bulunmaktadır.
Adli Takip Ne Anlama Gelmektedir?
İçerik Tablosu
Adli takip nedir? Bir ceza yargılamasında, kovuşturma ya da soruşturma aşamasında, şüpheli ya da sanık için tutuklama sebeplerinin mevcut olması fakat tutuklama kararının ölçüsüz olması durumunda o birey hakkında uygulanan tedbirlere adli kontrol ismi verilmektedir. Birey bu şekilde adli kontrol şartı ile serbest bırakılmaktadır.
Tutuklama kararı son derece ağır bir tedbir olmaktadır. Buna alternatif şekilde daha hafif bir seçenek olarak adli kontrol hükümleri uygulamaya konmuştur. Buna göre bu kararla da bireyin birtakım anayasal hakları önlenmiş olur fakat bunlar bireyin tutuklanması kadar ağır olmamaktadır.
Aynı zamanda tutukluluk süresi dolan ya da hakkında verilen tutuklama kararı kaldırılan bireyler hakkında da adli kontrol uygulanabilmektedir. Bu tedbirlere ilişkin kurallar ceza muhakemesi kanunu madde 109 ve devamında bulunmakla beraber aynı kanun içinde dağınık olarak farklı yerlerde de düzenlenmiş durumdadır.
Adli Kontrol Şartları Nelerdir?
Adli takip şartları iki farklı grupta incelenir. Bunlar maddi ve şekil koşullarıdır.
- Maddi koşulları: Tutuklama koşullarıyla aynıdır. Şu durumlarda adli kontrol için yeterli sebebin oluştuğu kabul edilir: Bireyin somut kaçma şüphesinin bulunması, mağdurları zorlama olasılığının olması, delil karartma olasılığının bulunması.
- Şekil koşulları: Bunlar görev ve yetkiye ilişkindir. Adli kontrol kararını sulh ceza hakimi ya da ceza muhakemesi verebilir. Soruşturma aşamasında sulh ceza hakiminin bu kararı verebilmesi adına savcının talebi gerekli olmaktadır.
Asli kontrol tedbirlerinin uygulanabilmesi amacıyla tutuklama sebeplerinin var olması şarttır. Yani tutuklama sebebi yok ise adli kontrole karar verilmemektedir. İkisi arasındaki temel ayrımı bilmek de gerekir. Hakim hangisine göre karar verecektir? Bu aşamada ölçülülük gözetilmektedir ve ona göre tutuklama ya da adli kontrol kararı verilmektedir.
Adli Kontrol Tedbirleri Nelerdir?
Adli kontrol tedbirleri şu şekilde açıklanabilir:
- Yurt dışına çıkmamak.
- Hakim tarafından belirlenen yerlere belirlenen süreler dahilinde düzenli biçimde başvuru gerçekleştirmek.
- Hakimin açıkladığı merci ya da bireylerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin ya da eğitime devam hususlarındaki kontrol tedbirlerine uyum sağlamak.
- Her çeşit taşıtları ya da bunlardan bazılarını kullanmamak ve gerektiği durumda kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.
- Özellikle uyarıcı, uyuşturucu ya da uçucu maddelerle alkol bağımlılığından arınmak maksadı ile hastaneye yatmak dahil, muayene ya da tedavi tedbirlerine tabi olmak ve bunları kabul etmek.
- Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, düzeyi ve bir defada ya da birden fazla çok taksitlerle ödeme süreleri savcının istemi üzerine hakim tarafından belirlenecek olan bir güvence düzeyi yatırmak.
- Silah bulundurmamak ya da taşıyamamak, gerektiği hallerde sahip olunan silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etmek.
- Savcının talebi üzerine hakim tarafından düzeyi ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere ayni ya da kişisel güvenceye bağlamak.
- Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar gereğince ödemeye mahkum edildiği nafakayı düzenli biçimde ödeyeceğine dair güvence verebilmek.
- Konutunu terk etmemek.
- Belirli bir yerleşim alanını terk etmemek.
- Açıklanan yer ya da bölgelere gitmemek.
Yurtdışına çıkmama kararı: Ülke sınırları dışına çıkmamayı ifade etmektedir. Bu kararı verilince savcı kararı, deneyimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğüne iletir. Şube müdürlüğü olmayan alanlarda bunlara bağlı kurulan bürolar bulunmaktadır ve bu tarz durumlarda karar o mercilere iletilir. Eğer ki gecikmesinde sakınca olan bir durum söz konusu ise kolluğa da durum açıklanır.
Belirlenen yerlere belirtilen süreler içinde başvurma: Hakim çeşitli yerlere belirli süre aralıkları içinde düzenli başvurma yükümlülüğü şüpheli ya da sanığa verilebilir. Bu yükümlülük durumu, sanık ya da şüpheliye tebliğ edildiği tarihten itibaren başlamaktadır. Eğer birey açıklanan süreler dahilinde bu yerlere başvurmaz ise ya da işlemi aksatır ise bu durum yukarıda açıklanan şube müdürlüğüne ya da büroya bildirilir. Şube müdürlüğü bu durumu savcılığa iletir.
Çağrılara ya da kontrol tedbirlerine uyma: Hakimin açıkladığı merci veya bireylerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol durumlarına uyma yükümlülüğü, şüpheli ya da sanığa yüklenmektedir. Bu yükümlülük de sanık veya şüpheliye bildirildiği zamanda başlamaktadır. İtiraz ve uymama prosedürlerine ilişkin detaylar da diğer adli kontrol durumlarıyla aynı olmaktadır.
Taşıtları kullanmamak ve sürücü belgesini teslim etmek: Şüpheli ya da sanığın her çeşit taşıtı ya da yalnızca kararda açıklanan bazı taşıtları kullanması adli kontrol kararıyla engellenebilir. Gerektiği durumlarda şüpheli ya da sanığın makbuz karşılığında sürücü belgesini mahkeme kalemine bırakmasına hükmedilebilmektedir. Sürücü belgesinin teslimi için kişiye on günlük süre tanınmaktadır. Birey hakkında bu tedbire karar verilmiş olmasına rağmen mesleki uğraşı amacıyla gerekli olan taşıtları kullanmasına izin verilebilmektedir.
Tedavi ya da muayene tedbirlerine uyma: Özellikle de uyarıcı, uyuşturucu ya da uçucu maddelerle alkol bağımlılıklarından arınmak maksadı ile şüpheli ya da sanığa hastaneye yatmak da dahil olmak üzere muayene ya da tedavi tedbirlerine uyma yükümlülüğü getirilebilir. İlgili karar sanık ya da şüpheliye tebliğ edilir ve on gün içinde kararda açıklanan yerlere başvurma yükümlülüğü olur.
Güvence: Güvence yükümlülüğü, sanık ya da şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, düzeyi ve taksitle ödeme süreleri hakim tarafından belirlenecek bir güvence miktarının yatırılmasını ifade eder. Bu tutarın ödenmesi, paranın şüpheli ya da sanığın mülkiyetinden çıktığı anlamına gelmemektedir.
Silah bulunduramamak ve taşıyamamak: Sanık ya da şüpheli gerektiğinde sahip olduğu silahları makbuz karşılığında adli emanete teslim etme yükümlülüğüne sahip olur. Bu biçimde silah bulundurması ve taşıması tedbir kararı süresince yasaklanmış olur. Bu karar sanık ya da şüpheliye bildirildiği an başlamaktadır.
Mağdurun haklarının güvence altına alınması: Sanık ya da şüpheliye hakim tarafından düzeyi belirlenecek paranın mağdurun haklarını güvence altına almak üzere ayni ya da bireysel güvence gösterme yükümlülüğü verilebilir. Bu durum her suç türü için geçerli olmamaktadır. Niteliğe uygun olan suçlarda bu adli kontrol çeşidi uygulanmaktadır. Bu kararın verilmesinden itibaren sanık ya da şüpheli on gün içinde taşınmaz ve taşınır mallarına ve nakdi varlıklarına ilişkin olarak şube müdürlüğüne ya da büroya bilgi vermek zorundadır.
Aile yükümlülüklerinin yerine getirilmesine ve nafakanın ödenmesine dair güvence: Sanık ya da şüpheliye hakim tarafından aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adli kararlar uyarınca ödemeye mahkum edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine ilişkin güvence verme yükümlülüğü getirilebilir. Bu durumda sanık veya şüpheliye bu karar tebliğ edilmektedir. Tebliği takip eden on gün içinde şube müdürlüğüne ve büroya gidilmesi ve taahhütte bulunulması istenir. Sanık veya şüphelinin bu yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği aile çevresine sorularak araştırılmaktadır.
Belirlenen çevre sınırları dışına çıkamamak: Bu yükümlülük çocuklar için geçerli olmaktadır. Yani sanık veya şüpheli çocuk hakkında bu adli kontrole hükmedilmektedir. Bu yükümlülük sanık ya da şüpheli çocuğun yasal temsilcisine bildirilmektedir ve o tarihte başlamaktadır. Bu çeşidin çocuklara özgü olması, çocuklar hakkında diğer adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına engel olmamaktadır.
Açıklanan bazı yerlere gidememek ya da ancak bazı yerlere gitmek: Sanık ya da şüphelinin belirli bazı yerlere gitmekten men edilmesi ya da bazı yerler dışında diğer her yere gitmekten men edilmesi anlamı taşımaktadır. Bu da aynı şekilde sadece çocuklar için geçerlidir. Yasal temsilciye tebliğ ile başlamaktadır.
Belirlenen birey ve kuruluşlarla ilişki kurmama: Sanık ya da şüpheli çocuklar için düzenlenmiş bir adli kontrol türüdür. Suçun niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanmaktadır. Aynı biçimde çocuğun yasal temsilcisine tebliğ edilmektedir ve bu biçimde başlamaktadır.
Güvence Adli Kontrol Tedbiri
Güvence adli kontrol tedbiri şu işlevleri görmektedir:
- Sanık ya da şüphelinin yargılama aşamasında ya da hükmün infazında yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla hazır bulunması.
- Ödemelerin yapılması.
- Katılanın yaptığı masraflar, suçun sebep olduğu zararların giderilmesi ve eski hale getirme, şüpheli ya da ilgili yargılamanın sebebi nafaka ödememe ise nafaka borçları.
- Kamusal giderler.
- Para cezaları.
Sanık ya da şüphelinin rızası var ise hâkim, mahkeme ya da savcı bu güvence içinde mağdurun haklarını karşılayan ya da nafaka borcuna ilişkin bulunan bölümleri istemeleri durumunda mağdura ya da nafaka alacaklısına verebilir.
İlgili yargılamaya konu olan olaylardan dolayı nafaka alacaklısı ya da mağdur lehine bir yargı kararı var ise sanık veya şüphelinin rızası bulunmadan da bu ödeme gerçekleştirilebilir.
Sanık ya da şüpheli yargılama aşamasında üzerine düşen yükümlülükleri gereği şekilde yerine getirmedi ise mahkemenin açıkladığı kararda bulunan kısmı o bireye iade edilmektedir. Suç mağduruna ya da nafaka alacaklısına verilmeyen bölüm ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ya da beraat kararıyla sanık veya şüpheliye geri iade edilmektedir. Aksi durumda geçerli mazeret dışında devlet hazinesine aktarılmaktadır. Eğer birey mahkûm olur ise yukarıdaki sıraya göre ödemeler gerçekleştirildikten sonra kalan bölüm hükümlüye iade edilmektedir.
Yükümlülüklerin Kaydı ve Takibi
Şüpheli hakkında açıklanan karar, savcılığa bildirilmektedir. Savcılık, adli kontrol kararlarının kaydına mahsus deftere durumu belirtmektedir ve bunu şube müdürlüğüne ya da büroya iletmektedir. Şube müdürlüğü ya da büro da bu kararı adli kontrol defterine işlemektedir. Adli kontrol kararının takip ve infazını şube müdürlüğü ya da büro daimi olarak takip etmektedir. Bu kararlara uymamanın yaptırımı büyük olmaktadır. Şüpheli ya da sanık bu tarz bir durumda tutuklama tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
Karar Hangi Mahkeme Tarafından Verilmektedir?
Adli kontrol kararı verecek olan mercii, ceza yargılamasının hangi aşamada olduğuna göre değişiklik göstermektedir. Buna göre soruşturma aşamasında şüpheli hakkında kovuşturma aşamasında sanık hakkında kararlar verilmektedir.
Adli Kontrol Ne Kadar Sürer?
Bu sualin yanıtı için verilecek olan bir üst süre sınırı bulunmamaktadır. Yukarıda adli kontrol tedbiri sebepleri olarak tutuklama sebeplerinden söz ettik. Tutuklamada üst süre sınırı olsa da adli kontrolde böyle bir sınır bulunmamaktadır. Tutuklama sebepleri sona erdiğinde adli kontrol de sona ermektedir. Bunun için itiraz prosedürü takip edilmelidir.
Bu noktada en fazla merak edilen konulardan biri de soruşturma bölümünde verilen kararın kovuşturma aşamasında devam edip etmeyeceği olmaktadır. Soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına geçildiği zaman adli kontrol tedbiri kendiliğinden devam etmemektedir. Bu noktada mahkemenin tensip zaptı düzenlenirken buna ilişkin olarak karar vermesi gerekmektedir. Uygulamada mahkemenin tensip zaptında buna ilişkin karar vermese dahi sonradan devam ya da kaldırma kararı verdiği görülmektedir.