Marka, Patent ve Rekabet Hukuku, fikri sınai hukuk içinde bulunan bir hukuk dalı olmaktadır. Fikri sınai haklarla gerçekleşen koruma, yeni bir fikrin, bunu üreten bireye ait olduğu garantiler. Bununla beraber bu fikri sahiplenmeye ve sonucunda bundan ticari şekilde faydalanmaya olanak tanır. Marka değer, firmalar için prestij teşkil eden durumlardır. Bu yüzden korunmaya gereksinim duyulmaktadır. Türk hukukunda markaların korunması ve oluşturulmasını Türk Patent Enstitüsü yerine getirir.
Fikri sınai mülkiyet hukukunun alanlarından olan sınai mülkiyet hukuku, patentleri, markaları, tasarımları, faydalı modelleri, coğrafi işaretleri kapsar. Marka hukuku, markaların tescil uygulamalarının tamamlanması sonrasında yapılan bütün süreçleri tümüyle ele alan hukuk dalı olmaktadır.
Marka, bireylerin ya da firmaların piyasaya sürmeyi düşündüğü mal ya da hizmetleri diğer mal ya da hizmetlerden ayırt etmeye yarayan işaretler şeklinde bilinmektedir. Marka türleri dört ana başlık biçiminde toplanır. Bunlar ortak marka, ticari marka, garanti markası ve hizmet markaları şeklindedir. Patent ise yeni olan, uygulanabilir olguların korunmasını mümkün kılarak bu buluşun kime ait olduğunu açıklayan sınai haklardır. Bir buluşun patent şeklinde koruma altına alınabilmesi adına üç kıstası taşıması lazımdır. Bunlar tekniği bilinen bir durumun aşılması, yenilik ve sanayiye uygulanabilirlik kıstasları olmaktadır. Patent hakkı sahibi üçüncü bireylerden izin olarak;
Yurt dışında patent başvurusu her bir ülke adına tek tek başvuru yapılabilir PCT’ye başvuru gerçekleştirilebilir. PCT, patentin daha fazla ülkede korunmasını sağlamaktadır. EPC sayesinde de yalnızca Avrupa’da geçerli olan bir patent elde edilebilmektedir.
Marka patent hukuku, marka sahibinin markasını tescil işleminden sonraki hakları nelerdir, patent başvurusu için nereye başvurulmalı, marka kullanım hakkı nasıl elde edilir gibi çeşitli sorulara yanıt arayan bir dal olmaktadır. Bu bağlamda gelişen marka ve patent hukuku, marka değerinin ihlalleri, marka hakkının kullanılması, kopya satışları, eserlerin izinsiz biçimde kullanılması ve pazarlanması, firmaların fikri haklarının ihlallerinin önlenmesi hususunda devreye girmektedir.
Marka, patent ve endüstriyel tasarım hakları sahibine pek çok farklı haklar sanır. Bu haklar ilgili sahibe tekel hakkı verir. Tescil hususu yapılan marka, patent ya da tasarım üzerinde hak sahibi dışında hiç kimsenin tescil ettirme hakkı bulunmaz. Bundan dolayı kimse markayı, tasarımı ya da patenti üretemez, ürettiremez, satamaz. Yani ticari faaliyetin konusu yapamaz.
Bilindiği üzere marka tescili, markanın izinsiz olarak üçüncü kişiler tarafından kullanılmasının engellenmesine hizmet etmektedir. Marka tescili ancak başvurunun TSE tarafından onaylanmasından sonra geçerlidir, tamamlanması yaklaşık bir yıl sürebilen bir süreç. Kural olarak, önce tescil ettiren kişi, ticari markanın haklarına sahiptir. Ticari markasını tescil ettirmeyen firma veya şahıs, finansal yatırımını kaybetmenin yanı sıra, kimlik hakkını kaybetmesi halinde piyasadaki konumunu da kaybedebilir.
Bir marka bilinir hale geldiğinde, tüketicilerle iletişim kurabilir. Aslında marka, bir ürünün veya şirketin kimliğinin bir temsilidir. Bu anlamda, bir ticari markayı kaybetmenin maliyeti, bir ticari markayı TSE ile kaydettirmek için yatırılacak miktardan 6 kat daha fazla olabilir. Sonuçta, yeni bir marka yaratmaya, grafik malzemeye, çevre özelleştirmesine, web sitesine vb. yeniden yatırım yapmak gerekli olacaktır.
Ancak, bu tür bir intihal, maddi zarardan çok daha fazlasına neden olabilir. Örneğin, şirketin görsel kimliğinin değiştirilmesi gerekeceğinden, müşterilerin işletmeyi veya ürünü bulması daha uzun sürebilir. Ayrıca, bu ani değişiklik biraz güvensizlik yaratabilir. Girişiminizin faaliyetine başlamadan önce bile logonuzu veya süslü adınızı tescil ettirmenin bir başka nedeni de, markanın ertelendiği anda maddi olmayan bir varlık haline gelmesidir. Başka bir deyişle, marka şirketin bir varlığı haline gelir ve satılabilir veya lisanslanabilir.
Ancak marka tescilli değilse franchise anlaşmaları yapmak mümkün olmayacak veya şirketin satışı durumunda, markanın özel kullanımı mümkün olmayacaktır. Aslında, bir işletmeyi intihalden korumanın tek yolu, ticari markanın münhasır kullanım hakkını garanti etmektir. Böylece, birisi kopyalamaya karar verse bile, şirket ihlal edene karşı dava açabilir. Unutmayın: herhangi bir şirket, büyük veya küçük, intihal kurbanı olabilir. Bu nedenle iş kuracak olanlar bile marka tescilini bir öncelik olarak görmeli!
Ticari markayı tescil ettirirken, girişimci Sınai Mülkiyet Kanunu ve TSE’nin tüm idari kararları ile korunacaktır. Bu şekilde, markayı kendi iş kolunda ülke genelinde ve farklı ülkelerde münhasır kullanma hakkına sahip olacaktır. Dolayısıyla, üçüncü kişilerin markayı yetkisiz olarak kullanması halinde, sahibi şirket kötüye kullanımın durdurulmasını ve zararın tazminini yargı yolu ile talep edebilir.
Ticari markayı TSE’ne kaydettirmenin bir başka yararı da lisanslamayı mümkün kılmasıdır. Temel olarak, marka lisansı, tıpkı bir kiralama gibi, ticari kullanım için geçici bir yetkilendirme işlevi görür. Bu durumda marka sahibi, telif ücreti alarak başka bir şirkete marka adını kullanma izni verir. Örneğin bir giyim firması bir karakterin parçalarını üretmek istiyorsa, markanın sahibi olan firma ile iletişime geçerek izin istemesi ve onaylanması halinde ruhsat alması gerekmektedir. Lisanslama, ekstra gelir sağlamanın yanı sıra şirketin ürün ve hizmetlerine değer katar.
TSE’ye kayıtlı ticari markalar, ticari marka sembolünü (®) kullanma hakkına sahiptir. Basit bir şey gibi görünmesine rağmen, bu sembol daha fazla güvenilirlik ifade eder ve tüketicilerin değer algısını arttırır. Bu şekilde, ® kullanımı rekabetçi bir farklılaştırıcı olur.
Marka tescilinin bir diğer avantajı da franchise açma imkanıdır. Lisanslama gibi, franchising sistemi de markayı bir gelir kaynağına dönüştürebilir. Aradaki fark, bir Franchise’da, franchise alanın işi standart bir şekilde yönetebilmesi için gerekli tüm bilgileri aktarmanın gerekli olmasıdır. Tüm bu sebeplerden dolayı marka tescilinin her büyüklükteki firma için önemli olduğunu söyleyebiliriz. Ne de olsa, hangi girişimci müşterilerine güvenilirlik, yasal koruma ve işlerini büyütme olanağı sunmak istemez ki?
İdeal olarak, ticari marka tescili, bir işe başlarken önceliklerden biri olmalıdır. Hatta işletmeyi açmadan veya ürünü pazarlamadan önce yapılabilirse daha da iyi.
Şunu bir düşünün: en olası hangisi? Kötü niyetli bir kişinin büyük ve iyi bilinen bir markayı veya korumasız büyük potansiyeli olan küçük bir markayı kopyalamaya çalışması mı? Dolayısıyla marka tescili zorunlu olmamakla birlikte bir an önce talep edilmelidir. Ayrıca geçerlilik süresinin her zaman bilinmesi önemlidir, çünkü yenileme talep edilmezse herkes tescil ettirebilir ve markanın haklarını alabilir. Bununla birlikte, özellikle patent markalarının tescili konusunda uzmanlaşmış bir şirketin yardımını alırsanız, bu süreç göründüğünden daha az karmaşıktır.
Markalar, bir teşebbüsün mal ya da hizmetlerini diğer teşebbüslerden ayırt edebilecek özellikte olmalıdır. Markanın tanımı ve markanın içerebileceği işaretler Kanun’un dört numaralı maddesinde açıklanmıştır. Herhangi bir işaret, renk, harf, sayı, kelime, kişi adı, şekil veya ses ile malların şekli ya da ambalajları bir ticari marka olarak tescil edilebilir.
Aksine, açıkça ayırt edilemeyen, kamu düzenine ve ahlakına aykırı, dini semboller barındıran, ticaret alanında herkes tarafından kullanılan vb. marka olarak tescil edilemeyen çeşitli işaretler kanunun 5 numaralı maddesinde yer almıştır.
Marka başvurusu esnasında şunlar olmalıdır:
Marka tescilinin korunması adına yenileme işleminin yapılması gerekmektedir. Markanın korunması, başvuru tarihi ile başlar ve on sene sürer. Marka, on senelik süreler için yenilenmektedir. 2022 senesinde 1.280 lira olan yenileme ücreti ödemesinin ardından on senelik sürenin bitiminden itibaren altı ay için yenileme bedelinin ödendiğini gösteren bir dekontla marka sahibi Türk Patent Enstitüsü’ne müracaat etmelidir.
Davacının ya da vekilinin ikamet ettiği fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri yetkili olmaktadır. Fakat ihtisaslaşmış bir fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi bulunmuyor ise asliye hukuk mahkemesi yetkili olmaktadır.
Marka sahibi, tecavüzü öğrendiği andan itibaren iki sene ve her durumda on sene içinde markaya tecavüz davası açabilmektedir. Bu tarz davaların sonuçlanması ise genel olarak iki ila beş sene arasından sürmektedir. İhlal eden için hapis cezası bulunmaz. Marka sahibi zararın tazminini isteyebilme hakkında sahiptir.
Rekabet doktrinde bir tüketici grubuna aynı dönemde, aynı çeşitteki mal veya hizmetler satan teşebbüsler arasındaki ilişkidir. Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgür bir şekilde ekonomik kararlar verebilmesini mümkün kılar yarış biçiminde de tanımlanabilir.
Genel olarak rekabet hukuku, ekonomik etkinliği sağlamak, mal ve hizmet piyasalarındaki serbest rekabet düzenini mümkün kılmak ve korumak amacı ile rekabet ihlallerine engel olmak, bunları ortadan kaldırmak için denetleyici, düzenleyici ve yasaklayıcı normları barındıran hukuk dalıdır.
Marka, Patent ve Rekabet Hukuku alanında şu hizmetleri sağlamaktayız:
Agâh Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk olarak müvekkillerimize ait Fikri Mülkiyet Haklarına, Marka, Endüstriyel Tasarım, Patent ve Faydalı Model Belgelerine karşı taklitle mücadelede ve haksız rekabette Marka Patent ve Rekabet Hukuku alanında geniş yelpazede Hukuki Danışmanlık ve Avukatlık hizmeti sunmaktayız.
Müvekkillerimizin ticari hayata entagre faaliyetleri karşısında aldatıcı hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde yapılan rekabetin her türlü kötüye kullanılmasını önlemeyi amaçlamaktayız. Haksız rekabetin ve Marka hakkı kullanımına ilişkin aykırılıkların önlenmesi için tespit aşamasından, dava aşamasına, oluşan zararların giderilmesi adına tazminat ve infaz aşamalarına kadar tüm süreç alanında uzman ekibimizle titizlikle takip edilmektedir.
Agâh Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk Olarak Marka Patent ve Rekabet Hukuku Alanındaki Hizmetlerimiz;
Fikri Mülkiyet Hukuku, Marka Patent Hukuku ve Rekabet Hukukuna İlişkin Danışmanlık Hizmeti
Fikri Mülkiyet Haklarına İlişkin İhlallerde Uzlaşma veya Dava Sürecinin Yürütülmesi
Haksız Rekabet ve Marka İhlallerinde Arabuluculuk, Uzlaşma, Tahkim ve Yargılama Süreçleri
Markalara İlişkin Taklitle Mücadele Stratejilerinin Geliştirilmesi
Patent, Marka, Tasarım ve Lisans Sözleşmelerinin Hazırlanması
Hükümsüzlük Davalarına İlişkin Gerekli Savunma İşlemleri
Yapılan Eylemin Haksız Olup Olmadığının Tespiti Davası
Haksız Rekabetin Men’i Davasının Açılması ve Takibi
Haksız Rekabetin Sonucu Doğan Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması
Haksız Rekabet Yanlış veya Yanıltıcı Beyanlarla Yapılmışsa, Bu Beyanların Düzeltilmesi Davası
Kusur Varsa, Zarar ve Ziyanın Tazmini Davası
Borçlar Kanununda Gösterilen Koşullar Varsa Manevi Tazminat Davasının Açılması