Menfi tespit davası bir alacağın ve hakkın ya da hukuki ilişkinin yokluğunu belirlemek maksadıyla yani genel olarak borçlu olmadığının tespiti için açılır. Borç ilişkileri ile yakından alakalı ve çok önemli bir dava olmaktadır.
Menfi tespit davası ile bir borcun olmadığı tespit edildiğinden dolayı ilgili bu davanın özenle takip edilmesi şarttır. Aksi durumda birey borçlusu olmadığı bir borcu ödemek zorunda kalabilecektir. Bundan dolayı bu davanın bir şekilde muhatabı olmuş iseniz profesyonel avukatlardan hukuki yardım talep etmeniz yararınıza olacaktır.
Menfi Tespit Davası Nedir?
İçerik Tablosu
6100 numaralı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 106’ıncı maddesinde menfi ve müsbet tespit davasından söz edilmektedir. Bu hususta bir alacağın varlığını ispat etmek amacı ile müspet tespit davası, yokluğunu ispat etmek amacı ile de menfi tespit davası açılmaktadır. Genel olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu düzenlemesinde açılan ve para alacağının yokluğunu, yani bireyin borçlu olmadığını, konu edinen menfi tespit davaları ile sık şekilde karşılaşılmaktadır.
Bilindiği gibi alacağın cebren icrası, icra takibi ile gerçekleştirilmektedir. Alacaklı icra dairesine başvuru gerçekleştirir, bunun sonucunda borçluya icra takibi ve gerekiyor ise haciz işlemleri uygulanmaktadır. İşte menfi tespit davası talep edilir ise icra takibinden evvel, istenirse icra takibinden sonra açılması söz konusu olabilmektedir.
Menfi Tespit Davası Nasıl Açılır?
Menfi tespit davası, aslında her somut olayda çeşitli nitelikler taşımaktadır. Çünkü gerek İcra İflas Kanunu gerekse de mevzuatın çeşitli alanlarında bir şeyin varlığı ya da yokluğunu tespit için dava açılabileceği belirtilmiştir. Bazı hallerde mahkeme belirli tutar teminat gösterilmesini talep edebilir. Dava açılırken ihtiyati tedbir gerekebilir. Bu da demek oluyor ki davanın nasıl açılacağı tam anlamıyla somut olaya bağlıdır.
Menfi Tespit Davası Dilekçesi: İlgili dava dilekçesi ve elbette buna karşı yanıt dilekçesi, sürecin en mühim bölümlerinden biri olmaktadır. Burada göz ardı edilecek küçük bir talep, ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Bu sebeple menfi tespit davası dilekçesi işinde profesyonel bir avukat tarafından hazırlanmalıdır. Arzuhalcilere hazırlatılan ya da internette bulunan menfi tespit davası dilekçesi örneği gibi taslaklara göre hazırlanan dilekçe çeşitleri, somut olaydan uzaktır. Bu yüzden de büyük olasılık ile reddedilecek afaki ifadelerle dolu olur.
Menfi Tespit Davası Kime Karşı Açılır?
Konuyla ilgili en çok merak edilenlerden biri de bu davanın kime karşı açılacağı olmaktadır. Bu dava borçlu tarafından alacaklıya karşı açılabilen bir dava türüdür. Bu aşamada borçlu ya da alacaklı derken esasen borçlu olduğu ve alacaklı olduğunu iddia eden bireylerden söz ediyoruz. Aynı zamanda bu davanın avukat vekaletinde açılması ve her çeşit işlemin yapılması da söz konusu olabilmektedir.
İcra Takibinden Önce Açılan Menfi Tespit Davası
Birey, kendisine karşı henüz icra takibi başlatılmadan evvel ilgili bu davayı açarak borçlu olmadığını mahkeme kararıyla kesinleştirebilir. Fakat bunun için icra takibi başlatılacağına dair bir tehlike söz konusu bulunmamalıdır.
Borçlu bu noktada, alacaklı bireyde bulunan senedin hükümsüz olduğunu, icra koşullarının oluşmadığını, bedeli ödemiş olduğunu, belgenin sahte olduğunu iddia edebilir. Senedi kendi imzalamış olsa dahi bireysel iradesinin sakatlandığını, tehdit edildiğini de dile getirebilir.
✅ Kurumsal Telefon | 0532 658 53 63 |
✅ Tam Zamanlı Destek | Online Danışmanlık |
✅ İnovatif Yapılanma | Araştırmacı ve Yenilikçi |
✅ Avukatlık Hizmetleri | Danışmanlık Hizmetleri |
İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası
Birey normal koşullarda kendisi aleyhine açılan icra takibine karşı itiraz ederek bu takibi durdurabilir. Fakat bununla beraber menfi tespit davası açma olanağına da sahip olmaktadır. Bu biçimde borcun yokluğu mahkeme kararıyla tespit edilir.
İlamsız icra takibinde bireye ödeme emri iletilir ve yedi gün içinde borcu ödemesi ya da itiraz etmesi talep edilir. Birey borçlu olmadığı durumda bir ödeme emri alır ise ve yedi gün içinde buna itiraz etmez ise takip kesinleşmiş olur ve haciz tehlikesi ortaya çıkar. Bu biçimde süre kaçırılınca birey yine de menfi tespit davası açma olanağına sahip olmaktadır.
Menfi Tespit Davası Açınca İcra Takibi Durur mu?
Normal şartlarda menfi tespit davası açıldığı dönem açılmış olan icra takiplerinin durması söz konusu olmamaktadır. Alacaklı kişinin takip başlatması önlenmiş olmaz. Fakat bunu başka biçimde önlemek mümkün. Menfi tespit davası açıldıktan sonra ilgili mahkemeden icra takibinin durması istenebilir. Yani ihtiyati tedbir devreye girebilir.
Bu davada ihtiyati tedbir talebi de davanın ne zaman açılmış olduğuna, yani icra takibinden önce mi veyahut sonra mı açıldığına göre değişiklik göstermektedir. Fakat her durumda takibin durması için davacının bunu istemesi gerekmektedir.
Takipten evvel açılan menfi tespit davasında takibin durması ne anlama gelir? Yani daha bir icra takibi yok demektir. İcra takibinden evvel açılan davada takibin durmasından söz ediliyor. Esasen burada menfi tespit davası açıldıktan sonra davacı bireyin aleyhine gerçekleşen icra takibinden bahsediliyor. Bu noktada ilgili mahkemeden takibin durmasını içeren bir ihtiyati tedbir kararı istenebiliyor.
İcra takibinden önce açılan davada teminat: Takipten evvel açılmış olan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulabilmesi amacıyla alacağın en az yüzde 15’i kadar teminat gösterilmelidir. Bu sayede mahkeme bu hususta ihtiyati tedbir kararı çıkarılabilecektir. Bu bağlamda ihtiyati tedbir kararı çıkarsa icra takibi menfi tespit davasının sona ermesine kadar durdurulur.
İcra takibinden sonra açılan davada teminat: Aslında birey hakkında icra takibi başlatıldıktan sonra açılmış olan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararıyla takibin durdurulması mümkün olmamaktadır. İcra ve haciz işlemleri gibi durumlar sürdürülebilir. Fakat borçlu kişi, alacak tutarının en az yüzde 15’ini teminat olarak gösterebilir. Böylece icra veznesindeki paranın alacaklı şahsa verilmesini önler. Yani icra uygulamaları son noktaya kadar gider fakat para davanın sonuna dek bekletilir. Eğer ki dava kaybedilir ise diğer ödemelerle beraber gecikmeden doğan zarar da tazmin edilir.
Sahte senetten dolayı açılan menfi tespit davası: Eğer ki menfi tespit davası, sahte olan bir senetten dolayı açılıyor ise bu defa takibin durması için mahkemeden ihtiyati tedbir talep etmeye gerek bulunmaz. Çünkü bir senetteki yazı ya da imza inkar edildiğinde ilgili senet hakkında karar verilinceye dek senetten dolayı herhangi bir işlem yapılamaz.
Davanın Şartları
Bu davanın koşullar genel olarak şunlardır: Takip açılmış olmalı ya da açılmasa da açılabileceğine dair mevcut bir tehlike bulunmalıdır. Yani esasen bireyin bu davayı açmada hukuki faydası olmalıdır.
İcra takibinden dolayı ödeme emri gönderildiğinde birey buna itiraz edebilir. İtiraz gerçekleşince, karşı taraf itirazın iptali amacıyla dava açıp bunu kazanabilir. Bu tarz bir durumda bu davayı açmak söz konusu olmamaktadır. Bunun yanında usulü koşullar da bulunmaktadır. Bunlar zaman şartı, yetki ve görev kuralı, harç ve diğer masraflar gibi.
Hukuki Yarar Şartı
Menfi tespit davasında davacı tarafın hukuki faydasının bulunması aslında bir dava koşulu olmaktadır. 6100 numaralı HMK madde 114 ile bu dava şartı olarak belirlenmiştir. Ayrıca HMK madde 106’da tespit davası açan tarafın, bu davayı açmakta hukuki anlamda korunmaya değer güncel bir faydası olmalıdır.
Bu davada her daim hukuki fayda konusu incelemeye alınır. İlk bakılacak olan konu budur. Eğer hukuki faydanın bulunduğu ispat edilmez ise ilgili mahkeme en baştan davayı reddeder.
Bireyin icra takibinden evvel ödemekle yükümlü olduğu iddia edilen bir borcun kendisine bildirilmesi sonucu dava açmada hukuki faydanın olduğu kabul edilmektedir. Yine borçlu bireyin hukuki anlamda riskli bir durumda bulunması, belirsizlik barındıran bir hukuki ilişkinin olması hukuki faydanın olduğunu gösteriyor.
Bireye icra takibi yapılmış olması, ilgili bu davayı açma bakımından her daim yeterli bir hukuki fayda olmayabilir. Mesela herhangi bir senede dayanılmadan başlatılan bir takip var ise ödeme emrine itiraz etmek bu takibi durduracaktır. Bunun sonucunda ise menfi tespit davasına gerek kalmayacaktır.
Fakat bireyin elinde bir senet ya da bir belge söz konusu ise bu defa itiraz tek başına yeterli olmamaktadır. Bireyin her daim o belgelerden dolayı takip ve diğer hukuki sorunlarla yüzleşme olasılığı olduğundan menfi tespit davası açısından hukuki faydası var kabul edilir. Bu durumlarda ödeme emrine itirazdan sonra da davayı açılabilir.
Şanlıurfa Menfi Tespit Davası Zamanaşımı ve Dava Açma Süresi
Bu davayı açmak için, herhangi bir zamanaşımı/dava açma süresi söz konusu olmamaktadır.
Menfi tespit davası açma süresi İİK madde 89’da karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği gibi 89. maddeye göre birden çok defa haciz ihbarnamesi gönderiliyor. İletilen ikinci ihbarnamenin ardından buna süresi içerisinde itiraz edilmez ise üçüncü bir ihbarname iletiliyor. Ardından burada on beş günlük süre dahilinde borçlu kişiye parayı ya da malı iade et veya menfi tespit davası aç denmektedir.
Menfi Tespit Davasında Görevli Mahkeme ve Yetkili Mahkeme
Bu dava türlerinde asliye hukuk mahkemeleri görevli olmaktadır. Yetkili mahkeme ise kural olarak davalı bireyin yerleşim yeri mahkemesidir. Bundan ötürü davalı kişinin yerleşim yerinde yer alan asliye hukuk mahkemelerinde bu dava açılabilmektedir.
Eğer ki takip başladıktan sonra menfi tespit davası başlatılıyor ise bu defa takibin yapılmış olduğu icra dairesinin bağlı olduğu yerdeki asliye hukuk mahkemelerinde ilgili dava açılmaktadır.
Menfi Tespit Davasında İspat Nedir?
Menfi tespit davalarında ispat meselesi son derece problemli bir konudur. Çünkü herhangi bir şeyin varlığını ispat etmekle yokluğunu ispat etmek arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Aslında burada hukuka uygun elde edilmiş her çeşit ispat aracını kullanmak söz konusu olabilmektedir.
Fakat yine de bazı hallerde dava değerinin büyüklüğü ispat durumunu mühim derecede etkileyebilir. Aslında bu noktada ispat olarak alacaklı bireyin öne sürmüş olduğu iddia ya da senetlerin çürütülmesi gündeme gelmektedir.
Bu dava çeşidinde ispat yükü davayı açan bireyde olmasından dolayı dilekçede deliller açık şekilde belirtilerek ve dilekçeye dahil edilerek dava açılmalıdır. Bununla beraber hangi delilin bu dava çeşidinde gerekli ve geçerli olduğunun tespiti de diğer hususlar gibi kesinlikle bir avukat ile yapılmalıdır.
Menfi Tespit Davasında Harç ve Diğer Masraflar Nelerdir?
Menfi tespit davasında harç, davacı şahsın esasen borçlu olmadığını iddia ettiği tutar üzerinden oranlı şekilde hesaplanır. Elbette bu detay 72. maddeye göre açılan davalar için geçerli olmaktadır. İİK 89. maddeye göre açılmış olan ilgili davada maktu harç ödenmektedir.
Bunun dışında dava kazanılır ise gerçekleştirilen bütün masraflar karşı taraf üzerinde bırakılmaktadır. Eğer ki dava kaybedilir ise yargılama giderlerine davacı birey katlanmaktadır.
Teminat esasen bir masraf kalemi olmamaktadır. Teminat olarak ifade edilen para ya da taşınmazın mülkiyeti yine davacı üzerinde olmaktadır.