Meşru savunma şartları nelerdir? Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir ki bir bireyin kendisine yönelen saldırıya karşı kaçma gibi bir yükümlülüğü bulunmaz. Haksız bir muamele gören birey kendisini savunabilir. Bunun ceza yargılanmasında meşru müdafaa olmaktadır. Bu, nefsi müdafaa şeklinde de bilinmektedir.
Meşru Müdafaa Nedir?
İçerik Tablosu
Meşru müdafaa ne demektir? Bir bireyin gerek kendisine gerek başka bir insana ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen ya da gerçekleşmesi, tekrar etmesi muhtemel olan haksız bir saldırıyı önlemek amacı ile somut gelişmenin niteliklerine göre saldırı ile orantılı bir eylem işlemesine meşru savunma ismi verilmektedir.
Meşru müdafaa söz konusu olduğu zaman 5237 numaralı TCK madde 25/1’e bakılması gerekmektedir. Meşru savunma, esasen bir hukuka uygunluk sebebi olmaktadır. Yani bireyin gerçekleştirdiği fiil aslında bir suçtur. Fakat bu savunma amacı ile gerçekleştirildiği için ceza alınmıyor ya da daha az ceza alınıyor.
Meşru Müdafaa Olunca Cezası Nedir?
Meşru müdafaada ceza nedir? Bütün şartları sağlayan bir meşru savunma durumunda bireye ceza verilmez. Yani burada asıl olan cezasızlık durumudur. Örnek vermek gerekir ise bireyi öldürmeye çalışan birinin o birey tarafından savunma amacı ile öldürülmesi durumunda kasten adam öldürmeden ceza verilmez. Adam öldürme suçu işlenmiştir fakat savunma amacı ile olduğu için ceza verilmemektedir.
Fakat belirtmemiz gerekir ki adam öldürme eylemi çok ağır bir eylem olduğu için savunma amacı ile yapılmış olsa bile burada çok ayrıntılı bir inceleme yapılır. Meşru müdafaada cezalandırılan bir durum vardır. O da meşru müdafaada sınırın aşılması durumudur.
Meşru Müdafaa Şartları Nelerdir?
Bireyin meşru savunma hükümlerinden faydalanabilmesi ve ceza almaması için meşru müdafaa şartları yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Bu koşulları şu şekilde açıklamak mümkün:
Bir Saldırının Varlığı
İlk olarak bir saldırı olmalıdır. Söz konusu bu saldırının suç teşkil etmesi şart olmamaktadır. Bir suç eylemine karşı meşru savunma yapılabileceği gibi hukuka aykırı herhangi bir eyleme karşı da meşru müdafaa yapılabilmektedir. Alakalı saldırının şahsi cezasızlık nedenleri ile cezalandırılmıyor olması da mühim değildir. Haksız bir saldırı olması yeterli koşul sayılmaktadır. Aynı zamanda bireyin kendi kışkırtması ile bu saldırıya sebep olup olmadığı da mühim değildir.
Saldırının Mevcut Olması
Meşru savunma yapabilmek adına halihazırda mevcut bir saldırı olmalı ya da o an koşullara göre gerçekleşmesi çok muhtemel ya da tekrarı çok muhtemel bir saldırı olmalıdır. Yani birey saldırıya uğrayacağı bariz bir biçimde ortada ise meşru savunma yapılabilir. Veya saldırı sırasında savunma yapılabilir. Fakat saldırı sona erdikten sonra artık meşru savunma adı altında bir eylem işlenemez. Artık kolluk birimlerine ya da savcılığa başvurmak gerekir.
Saldırı Kişilere Ait Herhangi Bir Hakka Yönelik Olmalıdır
Meşru savunma eylemleri bireyin kendisinin ya da bir başkasının hakkına yönelik mevcut haksız saldırılara karşı yapılabilmektedir. Bu hak herhangi bir meşru hak olabilmektedir. Can, vücut bütünlüğü, saygınlık mal, cinsel bütünlük vs. her çeşit hakkı korumak için meşru savunma gerçekleştirilebilir.
Meşru müdafaa koşullarından savunmaya ilişkin koşullar dediğimiz zaman bireyin kendisinin ya da bir başkasının maruz kaldığı haksız saldırıya karşı yapacağı savunma eylemini kastediyoruz. Bu savunma da yukarıda saydığımız nitelikleri taşımalıdır. Bunları kısaca açıklayacak olursak:
Savunmanın Gerekli Olması
Somut olayın koşulları değerlendirildiği zaman başka biçimde o saldırının engellenmesi mümkün değil ise o zaman meşru müdafaa yapılabilir. Aksi durumda kolluğa hemen ulaşılabiliyor ise savunma yapmadan da bir biçimde o saldırı engellenebiliyorsa vs. meşru savunma değil haksız bir savunma olur. Bireyin saldırı karşısında kaçma gibi bir sorumluluğu bulunmaz. Kalıp meşru savunma gerçekleştirebilir.
Saldırı ile Savunma Arasında Orantının Olması
Haksız saldırı ile savunma eylemi arasında orantı olmalıdır. Savunma eylemi o saldırıyı engelleyebilecek oranda olmalı fakat bunu aşmamalıdır. Yani hırsızın kaçmaması için öldürülmesi makul olmamaktadır. Elinde silah bulunmayan birinin yaralama maksadı ile saldırması halinde onun silahla öldürülmesi ya da ağır yaralanması meşru olmamaktadır.
Savunma Saldırıya Karşı Yapılmalıdır
Savunma da sanki saldırıya benzer biçimde saldıran bireye karşı değil de başka bir bireye karşı yapılamaz. Yani bireyin saldırıyı durduramaması durumunda başka kişinin hakkına zarar verme ya da bu yönde tehditte bulunma gibi bir meşru savunma yapılamamaktadır.
Bütün bu değerlendirmeler, hukuki zeminde eksiksiz ve hatasız yapılmalıdır. Bu durum bireyin savunması için de geçerlidir. Meşru savunma bir cezasızlık hali olduğundan ötürü büyük önem taşımaktadır.
Bu sebeple yargılama esnasında meşru savunmanın hukuki zeminde yarayışlı şekilde öne sürülmesi ve savunmaya esas tutulması şarttır. Bu aşamada yapılacak en sağlıklı iş deneyimli ceza avukatlarına başvurmaktır.
Yukarıda meşru savunma olabilmesi için alakalı saldırıya bireyin sebep olup olmadığının önemi yoktur dedik. Yani birey birisini kızdırmıştır ve o kişi de saldırıda bulunmuştur. Bu gelişme karşısında meşru savunma yapılabilir. O kızdırma eyleminin suç olması da önemli değildir.
Haksız tahrik indiriminde ise durum bu şekilde olmamaktadır. Bireyin haksız tahrik indiriminden faydalanabilmesi için haksız tahrike kendisinin sebep olmaması gerekir.
Meşru Müdafaa Sınırının Aşılması
Bireyin meşru savunmadan dolayı cezalandırılmaması adına savunmayla saldırı arasında bir denge oranı bulunması gerekmektedir. Bu durum eşit olacakları anlamı taşımamaktadır. Fakat savunma, saldırıyı defetmeye yeterli miktarda olmalıdır. Meşru savunmada süre sınırının geçilmesi çeşitli şekillerde olabilmektedir:
- Meşru savunmanın maddi koşullarında hataya düşülmüş olabilir.
- Meşru savunmada heyecan, korku ya da telaş sebebi sınır aşılmış olabilir.
- Meşru müdafaanın sınırları kasten aşılmış olabilir.
Meşru Müdafaa Sınırının Heyecandan Dolayı Aşılması
Konuyla alakalı olarak meşru müdafaa sınırının heyecandan dolayı aşılması durumunu açıklayalım. TCK madde 27/2’ye göre meşru savunmada sınır geçildiği zaman bu gelişme heyecan, korku ya da telaştan dolayı gerçekleşmişse bireye yine ceza verilmez. Normal koşullarda bu tür bir sınır aşma durumunda bireye taksirli suçtan dolayı ceza verilir fakat meşru müdafaa halinde olduğu zaman ceza verilmez.
Tekrar etmemiz gerekir ise bu aşamada bireyin heyecan, telaş ya da korku sebebi ile sınırı aşması gerekir. Yani bireye karşı yapılan bıçaklı bir yaralamaya çalışma olayında heyecan ya da korku ile saldırganın silahla öldürülmesi durumunda birey yine ceza almaz.
Çünkü birey bu tür bir gelişmede davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip olmamaktadır. Bu tür bir psikolojik durumda sınır aşıldığı zaman bu bir mazeret sebebi olarak görülür.
Eski Ceza Kanunu zamanında bu tarz bir düzenleme yoktu fakat Yargıtay yine de heyecan, korku ya da telaş durumunda bireyin cezalandırılmaması gerektiğini söylüyordu. Yeni kanunla beraber bu durum artık kanuni dayanak kazanmış oldu.
Meşru Müdafaa Sınırının Hatadan Dolayı Aşılması
Meşru müdafaa sınırının hatadan ötürü aşılması da merak edilmektedir. TCK madde 27/2’ye göre meşru müdafaa durumunda sınır geçildiği zaman bu gelişme telaş, heyecan ve korkudan dolayı gerçekleşti ise bireye yine ceza verilmemektedir. Ancak fail meşru savunmanın maddi şartlarında hataya düşmüş olabilmektedir. Haksız bir durum olduğunu düşünerek savunma yapmış olabilir. Ya da saldırıya ilişkin diğer koşullar meydana gelmemesine rağmen öyle sanabilir. Bu aşamada hata yapmış olur. Birey kasten bir suç işlemiş olmaz. Fakat işlemiş olduğu suçun taksir ile işleniyor olması durumunda taksirli suçtan sorumlu olmaktadır.
Örneğin bir birey kendisine bir saldırı olduğunu zannederek saldırgan sandığı bireyi bilerek yaralar ise yani savunma yapar ise taksirle yaralamadan sorumlu olur. Fakat suç teşkil eden savunma eylemi taksirle işlenebilen bir suç değil ise bu durumda yine cezalandırılmaz.
Meşru Müdafaa Sınırının Kasten Aşılması
Meşru savunmada sınır kasten aşılmışsa yani saldırgan kişiye karşı onun saldırısını önleyecek düzeyde değil de daha ağır bir eylem işlenmiş ise o zaman kasten o işlenen eylemden sorumlu olunur.
Örneğin malvarlığına karşı yapılan bir saldırıdan dolayı saldırgan birey kolaylıkla engellenebiliyor iken tutup ağır yaralanması ya da öldürülmesi olayında kasten adam yaralama ya da kasten adam öldürme suçlarından sorumlu olunmaktadır.
Nefsi Müdafaa ile Adam Öldürmek
Meşru müdafaa ile adam öldürme de uygulamada sıklıkla karşılaşılan hallerden biridir. Bu durumda da yukarıda söz edilen değerlendirmeler yapılmaktadır. Her ne kadar meşru savunma olarak geçse de adam öldürme ciddi bir eylemdir. Saldırıyla savunma arasında ölçü bulunması gerektiği de unutulmamalıdır. Ya bireyin yaşamına kastedilmeli ya da cinsel bütünlüğüne karşı ciddi bir saldırı söz konusu olmalıdır gibi durumlar söz konusudur. Nefsi müdafaa ile adam öldürme ölçülü ise ceza verilmez. Sınır kasten aşılarak adam öldürme suçu işlendi ise müebbet hapis cezası verilir. Cezaya farklı unsurlar da dahil olabilmektedir. Sınır korku ve heyecandan ötürü aşıldı ise ceza verilmemektedir. Meşru müdafaa durumunda hatayla adam öldürme durumu var ise iki sene ila altı sene arasında hapis cezası verilmektedir. Bu cezaya çeşitli unsurlar da etki edebilmektedir.
Bu cezalara azaltıcı ya da artırıcı çeşitli unsurlar da dahil edilebilmektedir. Bunlar tam anlamıyla somut olayın koşullarına bağlı olmaktadır.
Malı Korumak İçin Meşru Müdafaa
Malı korumak için meşru müdafaa nedir? Malvarlığına ilişkin işlenen suçlar halinde de meşru müdafaa söz konusu olabilmektedir. Fakat bu konuda sınır çoğunlukla aşılmaktadır. Bireyin tutularak kolluk kuvvetlerinin çağrılması gerekmektedir. Tutulan birey kaçıyor ise onu tutacak kadar karşılık sunulabilse de bunda sınır aşılamaz, birey öldürülemez ya da dövülemez.
Meşru Müdafaa Ne Anlama Gelir?
Bireyin kendisine ya da bir başkasına karşı gelen tehlikeyi engellemek için orantılı bir eylem ile karşılık vererek kendisini veya bir başkasını korumasına meşru müdafaa denmektedir.
Meşru Müdafaadan Dolayı Ceza Alınır Mı?
Meşru müdafaanın koşullarına uyarak hareket eden birey ceza almamaktadır. Fakat meşru müdafaanın sınırını kasten aşma söz konusu ise oluşan durumdan dolayı cezalandırma yapılmaktadır.
Meşru Müdafaa Hangi Şartlara Bağlıdır?
İlk olarak somut ve mevcut bir saldırının varlığı gereklidir. Ardından bu saldırıya karşılık verir iken fiil yalnızca ilgili saldırıya yönelik olmalıdır. Aynı zamanda ilgili hareket orantılı ve gerekli olmalıdır.
Meşru Müdafaa Sınırı Aşılırsa Ne Olur?
Bu sınır kasten, hatayla ya da korku, heyecan ve panik ile aşılmış olabilir. Eğer ki panik, hata, heyecan sebebi ile ilgili sınır aşıldı ise meydana gelen netice taksirle işlenen bir suçta taksir sorumluluğu oluşmaktadır. Ancak ilgili sınır kasten aşıldı ise birey bu fiilinden dolayı tam cezaya tabi olmaktadır.
Bireyin Malını Koruması Meşru Müdafaa Mı?
Malı korumak için meşru müdafaa söz konusu mu? Bu aşamada meşru müdafaa durumunun geçerli olduğunu söyleyebiliriz.