Müstehcenlik Suçu denilen olguya ilişkin birtakım eylemler Türk Ceza Kanunu m. 226 düzenlemesinde suç olarak açıklanmıştır. Yani müstehcenlik söz konusu olunca akla gelen her şey suç olmamaktadır, maddede açıklanan durumlar suç olarak kabul edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Peki, müstehcenlik suçu nedir? Makalemizde TCK 226 kapsamında suç olan durumları inceleyecek, bu konuyla ile ilgili önemli ve dikkat edilmesi gereken detaylara yer vereceğiz.
Müstehcenlik kavramı TCK 226 düzenlemesinde tanımlanmış değildir. Bundan ötürü konuyla ilgili olarak mahkemelerin genel kanaatine ve Yargıtay kararlarına bakılmalıdır. Bu bağlamda müstehcenlik; halkın ar, edep ve haya anlayışına aykırılık oluşturarak bu duyguları incitme ya da cinsel unsurlar ile arzuları tahrik ederek kötüye kullanma biçiminde genel ahlaka mugayir eylemler olarak tanımlanabilir. Fakat belirtmemiz gerekir ki kanunda müstehcenlik tanımlanmış olmasa da müstehcenlik suçuna ilişkin çeşitli fiiller açıkça bulunmaktadır. Bu aşamada en önemli unsur p*rnografi olsa da müstehcenlik olgusu p*rnografiyi de kapsayan daha genel bir kavramı açıklamaktadır.
Aşağıda önemli detaylara değineceğiz fakat genel olarak açıklamak gerekir ise müstehcenlik suçu kapsamında ceza yargısına konu olan eylemler Türk Ceza Kanunu’nda genel olarak şu biçimde yer almıştır:
- Bir çocuğa müstehcen nitelikler taşıyan bir ürünü vermek ya da onu bu tarz bir içeriğe maruz bırakmak.
- Bu müstehcen içerikleri çocukların rahat şekilde erişebilecekleri yerlere koymak ya da aleni olarak bunları sergilemek, söylemek, sergilemek veya söyletmek.
- Müstehcenlik içeren ürünleri içeriğine ulaşılabilecek biçimde kiralamak satmak, dağıtmak, ücretsiz şekilde sağlamak, bunların reklamını yapmak, ayrıca basın yayınlanmasına aracılık etmek.
- Bu ilgili müstehcen ve cinsel içeriklerin üretilmesi aşamasında çocukları kullanmak, bu ürünleri ülke sınırlarına sokmuş olmak, çoğaltmak, satışa dahil etmek, ihraç etmek, depolamak, bulundurmak, başka kişilere kullandırmak.
- Cinsel davranış barındıran müstehcen görüntülerin; şiddet unsuru barındırma, ölülere yönelik olması, hayvanlara yönelik olması, anormal yollardan cinsel ilişki görüntüleri barındırıyor olması da aynı zamanda cezalandırılan eylemler kapsamındadır.
✅ Kurumsal Telefon | 0532 658 53 63 |
✅ Tam Zamanlı Destek | Online Danışmanlık |
✅ İnovatif Yapılanma | Araştırmacı ve Yenilikçi |
✅ Avukatlık Hizmetleri | Danışmanlık Hizmetleri |
Bu bahsettiğimiz eylemler, müstehcenlik suçuna yönelik genel ifadeler olmaktadır. Her bir eylem kendi içinde önemli nitelikler içerir. Makalemizde TCK 226 müstehcenlik suçu ile alakalı olarak; suçun unsurlarına, işleniş biçimlerinin özelliklerine, her bir işleniş biçimi bakımından öngörülen cezalara, ilgili cezayı azaltan ve artıran sebepler ile cezasızlık gerektiren hallere, yargılama aşamasına ve mahkemenin verebileceği kararlara değindik.
Müstehcenlik Suçunda Cezayı Azaltan veya Kaldıran Nedenler
İçerik Tablosu
TCK 226 düzenlemesinde müstehcenlik suçu için özel olarak bir ceza indirimi öngörülmemiştir. Fakat bir hal cezasızlık sebebi olarak TCK 226’da yer almıştır. Ama Türk Ceza Kanunu genel hükümlerinde bulunan indirim durumları niteliğine uygun düştüğü ölçüde müstehcenlik suçuna da uygulanabilir. Bunlardan öne çıkan bazılarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
Bilimsel eserler ve sanatsal eserlerde müstehcenlik unsurları hukuka uygunluk sebebi kapsamında yer almaktadır ve cezalandırılmaz.
Müstehcen içerik bilimsel ya da sanatsal amaç ile bu çalışmalara konu olduğu zaman suç işlenmiş olarak kabul edilmemektedir. Buna TCK 226/7 hükmünden ulaşılmaktadır. Fakat buna rağmen yukarıda TCK 226/3’te yer alan eylemin işlenmesi halinde bilimsel eser ve sanatsal eserler de suç teşkil edecektir. Aynı zamanda bu fıkradan faydalanılabilmesi için ilgili müstehcen nitelikte içeriğin çocuklara ulaşması engellenmiş olmalıdır.
Müstehcenlik suçunun ihtimali kast ile işlenmesi halinde verilecek olan temel cezada indirime gidilir.
Yukarıda TCK 226 suçunun kasten işlenebileceğinden söz ettik. İşte bu suç ayrıca olası kast ile de işlenebilmesi söz konusu olmaktadır. Olası kast, failin suçun işlenmesinde isteğinin bulunmaması ama başka sebeplerden dolayı neticenin gerçekleşmesini kabullenmesi anlamına gelmektedir. Yani birey suçu işlemeyi istemez ama kabullenir. Esasen olursa olsun gibi bir anlayış ile hareket etmiş olmaktadır. İşte bu biçimde hareket eden bireyin cezasında indirim yapılır. Fakat failin bu şekilde iradesi, beyanına göre ya da öznel olarak onun durumuna göre belirlenmez. Genel geçer nesnel bazı kriterlere göre failin kastını hakim tespit edecektir.
Müstehcenlik suçunu on sekiz yaşından küçük bireylerin işlemesi halinde somut olayın niteliklerine göre cezada indirim yapılabileceği gibi hiç ceza verilmeyebilir de.
Çocukların suç işlediği hallerde hem yargılama usulü açısından hem de TCK genel hükümler açısından özel hükümler uygulanmaktadır. Bu bağlamda suç işleyen çocuk on iki yaşından küçük ise cezalandırılamaz. 12 ile 15 arasında ise çocuğun algılama yeteneğine bakılır. Buna göre ya ceza verilmez ya da cezada indirime gidilir. 15 ile 18 yaş aralığındaki çocuklara ise algılama yeteneğine bakılmaksızın ceza indirimi yapılır. Bu suçu on iki yaş altı çocukların işlemesi doğal şekilde pek mümkün olmamaktadır.
Cebir ya da tehdit altında işlenen müstehcenlik suçunda faile ceza verilmemektedir.
Cebren ya da tehdit altında suç işlenmesi halinde faile ceza verilmemektedir. Bu tarz bir durumda cebir veya tehditte bulunan bireye sanki fail o imiş gibi ceza verilmektedir. Fakat söz konusu cebir ya da tehdit iradeyi ciddi anlamda etkileyecek miktarda olmalıdır.
Müstehcenlik Suçunun Unsurları
Konuyla ilgili olarak müstehcenlik suçunun unsurları da önemlidir. Müstehcenlik suçunun işleniş biçimine ve öngörülen cezalara geçmeden evvel bu suçun kanunda bulunan çeşitli unsurlarına değinmemiz gerekir. Zira gerek suçun işleniş biçimi açısından gerek diğer unsurlar açısından bunlar gerçekleşmemiş ise bu suç işlenmemiş olarak kabul edilmektedir.
Suçla Korunan Hukuki Değer ve Suçun Konusu
TCK 226 müstehcenlik suçu düzenlemesi ile korunmak istenen hukuki değer, toplumun genel ahlak ve adabı ile, çocuğun ruhen, bedenen, zihnen ve duygusal açıdan korunmasıdır. Aynı biçimde yetişkinlere karşı da bir koruma sağlasa da bu suçta çocuğun korunmasını daha baskın şekilde görülmektedir. Bununla beraber TCK 226 suçuna konu olan şey de müstehcen unsurlar içeren ürünlerdir. Bir ürünün müstehcen özellik taşıyıp taşımadığını mahkeme belirlemektedir.
Suçun Faili ve Mağduru
TCK 226 düzenlemesinde suçun failine ilişkin olarak nitelik arz eden bir durum bulunmaktadır. Bu sebeple müstehcenlik suçu herkes tarafından işlenebilen genel bir suç olmaktadır. TCK 226 müstehcenlik suçu mağdur açısından bazı nitelikler taşır. Aşağıda detaylarına değineceğimiz üzere müstehcenlik suçu farklı biçimlerde işlenebilmektedir. Buna göre kimi durumda toplumun tümü, kimi durumlarda ise sadece suça maruz kalan çocuklar ya da yetişkinler mağdur konumundadır.
Suçun İşlenişinde Manevi Unsur veya Güdülen Amaç
TCK 226 ile alakalı yapılan yargılamada suçun gerçekleşmiş kabul olması için, suçu işlediği iddia edilen bireyin genel kastla hareket etmiş olması gerekmektedir. Bu suçta failin aynı zamanda özel bir saik ile hareket etmesi gerektiğinden söz edilmiştir. Bununla birlikte müstehcenlik suçunun olası kast ile işlenmesi de söz konusu olmaktadır. Olası kast failin suçu işlemeyi tam anlamı ile istemese bile kabullenerek hareket etmesi anlamına gelmektedir.
Müstehcenlik Hangi Hallerde Yasal Olur?
Müstehcenlik hangi durumlarda yasal olur sorusu da sıklıkla sorulmaktadır. Müstehcenlik, bireyin özel yaşamı sınırları içerisinde kaldığı daha doğrusu aleniyete intikal etmediği zaman yasal olmaktadır. Yani bireyin kendi başına p*rno film izlemesi suç olmamaktadır. Müstehcen ürünlerin satışına bazı yerlerde Devlet izin vermektedir. Buralarda satılan müstehcen ürünler hem satış hem satın alma açısından suç oluşturmaz. Aynı zamanda yukarıda söz ettiğimiz gibi bilim ve sanat eserlerinde müstehcen içerik suç olarak görülmemektedir.
Müstehcenlik Suçunda Şikayet, Zamanaşımı ve Şikayetten Vazgeçme
TCK 226 düzenlemesinde bulunan suç eylemlerinin tümü takibi şikayete bağlı olmayan suçlar arasında bulunmaktadır. Bu nedenle de bu suç ile alakalı her çeşit bildirim, şikayet değil ihbar niteliği taşımaktadır. Buna bağlı şekilde altı aylık şikayet süresi bu suç düzenlemesinde söz konusu olmamaktadır. Fakat TCK 226 suçu için sekiz senelik zamanaşımı süresi söz konusudur.
TCK 226 suçu ile alakalı yargılama sürecinin sekiz senelik zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirilmemiş olması durumunda dava düşer. Bununla beraber bu sekiz senelik zaman TCK 226/3-1. cümle ile TCK 226/5 için on beş senedir.
TCK 226 suçunun şikayete bağlı olmadığına ve bu suçla alakalı her çeşit bildirimin ihbar niteliği taşıdığına değinmiştir. Bu biçimde takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda şikayetten vazgeçme ya da şikayeti geri çekme gibi bir olanak söz konusu olmamaktadır. Bu yüzden müstehcenlik suçunda da şikayetten vazgeçme olanağı olmaz. Şikayetten vazgeçildiğine dair her çeşit beyan hukuki açıdan sonuç doğurmayan işlemlerdir. Sadece mahkeme nezdinde kanaat etkisi olabilir. Fakat normalde şikayetten vazgeçmede olduğu gibi yargılama sürecini anında sona erdiremez.
Müstehcenlik Suçunda Erişim Engeli
Müstehcenlik suçu internet alanında işlenmiş olması durumunda, ki çoğunlukla bu şekilde işlenir. Aynı zamanda bir de erişim engelleme süreci devam etmektedir. Normal koşullarda erişim engelleme işlemi yargı kararı ile gerçekleştirilir. Fakat müstehcenlik suçu ile alakalı bir erişim engelleme söz konusu olduğu zaman konunun aciliyetine binaen erişim engellemenin idari bir işlem ile yapılması mümkündür.
Müstehcenlik Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme
Müstehcenlik suçu adli para cezası nasıl olur? Bir hapis cezasının adli para cezasına çevrilebilmesi amacıyla bir sene ve altında bir hapis hükmü olmalıdır. Bununla birlikte ilgili hapis hükmü ile beraber yani yanında aynı zamanda adli para cezasına hükmedilmemiş olmalıdır. Müstehcenlik suçu ile alakalı yukarıda açıkladığımız hapis hükümleri bir sene üzerindedir ve yanlarında ayrıca adli para cezasına hükmedileceği belirtilmektedir. Bu nedenle de müstehcenlik suçunda hapis hükmünün adli para cezasına çevrilmesi pek mümkün olmamaktadır.
Müstehcenlik Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Cezanın Ertelenmesi Nedir?
Müstehcenlik suçunda cezanın ertelenmesi ve hükmü geri bırakılması nedir? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ilgili mahkemenin hapis hükmünün infaz edilmemesi ancak bireye beş senelik denetim süresinin tanınarak bu zaman içerisinde kasıtlı bir suça karışmaması yükümlülüğünün yüklenmesi demektir. HAGB kararının verilebilmesi, sanığın daha evvelden başka bir kasıtlı suça karışmamış olmasına bağlı olmaktadır. Bununla birlikte ilgili hapis hükmü iki senenin altında olmalıdır. Aynı zamanda tümüyle hakimin takdirindedir. Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilen birey beş sene içinde kasıtlı bir suç işlemez ise sanki ilk suçu da hiç işlememiş gibi olurken bu zaman içinde başka bir kasıtlı suça karışır ise her iki cezaya birden katlanmak zorundadır.
Cezanın ertelenmesi durumu da hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile aynı koşul ve hükümlere bağlıdır. Sadece bu aşamada denetim süresi biraz daha kısa olmaktadır ve hakim tarafından belirlenmektedir. Bu kapsamda müstehcenlik suçunda cezanın iki senenin altında kalması söz konusudur. Aynı zamanda bu suçla yargılanan birey daha önce kasıtlı bir suç işlememiş ise hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği gibi cezanın ertelenmesi kararı da çıkabilir.