Ses ve Görüntülerin Kayda Alınması Suçu üzerine kaleme aldığımız bilgi dolu yazı içeriğimizi TCK maddeleri ile beraber değerlendirdik. Günümüzde yediden yetmişe her yaştan insanın elinde ses kaydı alma özelliğine sahip olan cep telefonları bulunmaktadır. Ses ve görüntü kaydının alınması, bireyin yaşamına bir müdahale olmasından dolayı bu durum akıllara ses ve görüntülerin kayda alınması suçu ile ilgili soruları getiriyor. İzinsiz ses ve görüntü kaydı alınması, özel yaşamın gizliliğini ihlal suçunun kapsamına dahil olmaktadır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca bu eylem, TCK madde 132 ile belirtilen haberleşmenin gizliliğini ihlal ya da madde 133’te açıklanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi suçunu da meydana getirebilir.
Özel Hayat Kavramı
İçerik Tablosu
Ses ve görüntülerin kayda alınması suçu söz konusu olduğunda özel hayat kavramına odaklanmak gerekir. Başka insanlar tarafından görülmesi söz konusu olmayan özel yaşam durumu şeklinde tanımlanabilir. Bu tanıma göre, herkes tarafından bilinebilecek gelişmelerin ve bu gelişmeler sırasında yapılan konuşmaların ses kaydına alınması hali, özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Bu da suç fiilini ortaya çıkarmaktadır. Ancak ses ve görüntü kaydı içeriğinin özel hayat alanına ilişkin olmaması halinde bu durumun özel yaşamın ihlali suçunu oluşturmayacağı belirtilir.
Delil Elde Etme Amacıyla Ses ve Görüntü Kaydı
İzinsiz şekilde alınan görüntü ve ses kaydının delip olup olamayacağı, ilgili kaydın alındığı durum ile yakından alakalıdır. Bir suçun oluşması esnasında başka çeşit delil etme olanağı yok iken ses ve görüntü kaydının alınması durumu ya da kaybolma ihtimali bulunan kanıtların kaybolmalarının önlenmesi maksadıyla ses ve görüntü kaydı alma, özel yaşamın gizliliğini ihlal suçunu ortaya çıkarmaz.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
İzinsiz şekilde ses ve görüntülerin kayda alınması suçu ve durumu, bireyler arasındaki telefon konuşması, video konferanslar, görüntülü ve sesli görüşmeler gibi haberleşme yöntemleri ile gerçekleştirilen durumların kaydedilmesi şeklinde de meydana gelebilir. Bu şekilde bireyler arasında iletişimin ve haberleşmenin izinsiz şekilde görüntü ve ses kaydının alınması hali, TCK madde 132’de belirtildiği gibi haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu olarak bilinmektedir.
Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması
Ses ve görüntülerin kayda alınması suçu, TCK madde 133’te de bireylerin konuşmalarının dinlenmesi ve kayda alınması suçu şeklinde düzenlenmiştir. Bu madde ile konuşmanın, tarafı olmayan bir şahıs tarafından ses kaydı alınması suç olarak belirtilmektedir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken konu, iletişimin aleni olup olmamasıdır. Fakat aleni olmayan konuşmaların istek dışı kayıt altına alınması da suç olarak belirtilmiştir. Aleni konuşmalar ise bu suç kapsamında değerlendirilmemektedir.
Aleni konuşma tanımına da bu aşamada odaklanmak önemlidir. Bireylerin, özellikle diğer kişilerden gizledikleri konuşmalar aleni olmayan konuşma demektir. TCK 133. Madde gereğince bir konuşmanın aleni olmayan şekilde sınıflandırılması için ilgili konuşmanın yapıldığı yerin önemli olmadığı da vurgulanmıştır.
Ses ve Görüntülerin Kayda Alınması Suçunun Unsurları
Ses ve görüntülerin kayda alınması suçu söz konusu olduğunda bu suçun unsurlarına da bakmak gerekir. Kovuşturma ve soruşturma aşamalarında işlemlerin yapılışı esnasındaki görüntü ve seslerin yetkisiz şekilde kayıt altına alınması ve bu kayıtların başkalarına gönderilmesi durumu suç teşkil etmektedir. Savcı ya da hakim tarafından uygun bulunması halinde kayıt işleminin yapılmasının suç olmayacağı muhakkaktır. Bu yüzden, kayıt uygulamalarının yetkisiz şekilde yapılmasının suçu meydana getireceği rahatlıkla söylenebilir.
Ses ve Görüntülerin Kayda Alınması Suçunda Şikâyet Süresi ve Zamanaşımı
Ses ve görüntülerin kayda alınması suçu, esasen şikâyete tabi olan suçlar bölümünde bulunmamasından dolayı, savcılık tarafından resen soruşturma başlatılmaktadır. Bu tarz suçlara dair herhangi bir şikâyet süresinin söz konusu olması mümkün değildir. Ayrıca, şikâyet durumundan vazgeçme hali, davanın düşmesi sonucunu meydana getirmez. İlgili suç zamanaşımı süresine uymak kaydı ile her daim soruşturulabilir.
Bilindiği üzere zamanaşımı hali, suçun işlendiği zamandan itibaren belli bir zaman geçmesi durumunda davanın açılmaması ya da davanın açılmış olmasına rağmen yasal süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğurur. Ses ve görüntülerin kayda alınması suçu için görülen davalarda olağan zamanaşımı süresi sekiz sene şeklinde belirlenmiştir. Suç bu zaman dilimi içinde her daim soruşturulabilir. Bu süre dolduktan sonra soruşturma yapılmamaktadır. Ayrıca bu suç için ilgili mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Davalar bu mahkemede görülmektedir.