Uyarma cezası nedir? Bilindiği gibi genel toplum düzeni ceza hukuku kuralları ile konur. Buna karşılık kamu hizmeti düzeni disiplin hukuku kurallarıyla korunur. Kamu hizmetlerinin işleyişi aşamasında aksaklık olmaması veya kamu hizmetlerinin gerektiği şekilde yürütülmesi maksadıyla tüzük, kanun ya da yönetmeliklerde kamu personeline yönelik olarak bazı ödev, sorumluluk, görev ve yasaklar konulmuştur. İlgili kurallara aykırı olarak davranılması durumunda kamu çalışanına disiplin cezası verilmektedir. Peki, disiplin cezası türleri, kınama ve uyarma cezası nedir?
Uyarma Cezası Ne Demektir?
İçerik Tablosu
Çalışana görevini yerine getirme ya da hal ve hareketlerinde daha dikkatli olması gerektiği gibi hususlarda yazıyla bildirilmesi durumudur.
Kınama Cezası Ne Demektir?
Kınama cezası, çalışana görevini yerine getirme ya da hal ve hareketlerinde kusurlu olduğunun yazıyla bildirilmesi durumudur.
Personel hukuku bakımından EGM bünyesinde çalışan işçiler olmak üzere bütün personel 657 numaralı devlet memurları kanununa tabi olmaktadır. Bu kanunda belirlenen tüzük, kural ve yönetmeliklere uymak ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmek ile yükümlüdürler. Görevlerini doğru ve iyi şekilde yürütmek hususunda amirlerine karşı sorumlu olurlar. Bununla beraber kamu personelleri görevlerini icra ederken etik davranış kurallarına uymakla yükümlü olurlar. 657 numaralı kınama cezasıyla bunlar, genel kolluk disiplinleri kanunundakilerle paralel şekilde düzenlenmiştir.
Bu doğrultuda kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri ve diğer çalışanları, kamu görevlerini yerine getirirken toplumun günlük hayatını kolaylaştırmayı, hizmet kalitesini çoğaltmayı, toplumun memnuniyetini yükseltmeyi, hizmetten faydalananların gereksinimine ve hizmetlerin sonucuna odaklı olmayı hedeflemek, kamu hizmetlerini belirlenen standartlara uygun biçimde yürütmek, hizmetten faydalananlara iş ve işlemlerle alakalı gerekli olan açıklayıcı bilgileri sunarak onları hizmet süreci kapsamında aydınlatmak, çalıştıkları kuruluşun amaçlarına uygun biçimde davranmak, ülkenin çıkarları, halkın refahı ve kurumlarının hizmet idealleri çerçevesinde hareket etmek, bütün eylem ve işlemlerine yasallık, eşitlik, adalet ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket etmektir.
Görevlerini yerine getirme aşamasında ve hizmetlerden faydalandırmada din, dil, felsefi inanç, siyasi düşünce, cinsiyet, ırk ve benzeri nedenlerle ayrım yapmamak, insan hak ve özgürlüklerine kısıtlayıcı ya da aykırı muamelede ve fırsat eşitliğini önleyici davranış ve uygulamalarda bulunmamak, takdir yetkilerini kamu faydası ve hizmet gerekleri ışığında her çeşit keyfilikten uzak, eşitlik ilkelerine uygun ve tarafsız olarak kullanmak zorundadır.
Aynı zamanda kamu görevlileri, kamu yönetimine güveni sağlayacak biçimde davranmak ve görevin gerektirmiş olduğu güven ve itibara layık olduklarını davranışları ile göstermek, toplumun kamu hizmetine güven duygusunu yaralayan, şüphe veren ve adalet ilkesine zarar veren davranışlarda bulunmaktan kaçınmak, topluma hizmetin kişisel ya da özel her çeşit menfaatin üzerinde bir görev olduğu bilinci ile hizmet gereklerine uyan şekilde hareket etmek zorundadır.
Kamu çalışanları hizmetten faydalananlara kötü davranamaz. Ayrıca işi savsaklayamaz, çifte standart uygulayamaz ve tabii ki taraf tutamaz. Kamu çalışanları, meslektaşları, üstleri, astları ve diğer çalışanlar ile hizmetten faydalananlara karşı saygılı ve nazik davranmak ve gerekli olan ilgiyi göstermek, talep edilen hizmet konusu yetkilerinin dışında ise alakalı birime ya da yetkiliye yönlendirmek ile görevlidir.
Kınama ve Uyarma Cezası Gerektiren Eylemler
Uyarma ve kınama cezası gerektiren durumlar aşağıdaki gibi açıklanabilir:
MADDE 8 – (1) Uyarma Cezası Gerektiren Fiiller
- Araç ve gerecini, silahını, giyimini temiz tutmamak, çalıştığı yerin temizliğine özen göstermemek.
- Yetkili makamlar tarafından belirlenen tedbirlere riayet etmemek ya da kullanımına sunulan kaynakların kullanılmasında gösterilmesi gereken özen göstermemek.
- Kurumunca kabul edilebilir özrü olmaksızın ya da izinsiz şekilde faaliyete geç kalmak.
- Görev halinde iken yetkili makamlarca izin verilen haller dışında hizmet ya da görevle alakası olmayan işler ile ilgilenmek.
- İzinsiz ya da özürsüz mesaiye geç gelmek ya da erken ayrılmak veya günlük mesai saatlerine riayet etmemek.
- Nezaket kurallarına aykırı davranışlarda bulunmak.
- Emrin icrası ya da sonuçlarıyla katılım gösterilen toplantılarla alakalı olarak görevli olan amire bilgi vermemek.
- Kendisine verilen bir emir üzerine emrin uygun olmadığı, yanlış verildiği, yerine getirilemeyeceği gibi biçimlerde amirini alenen eleştirmek veyahut amire itiraz etmek.
(2) Kınama Cezası Gerektiren Fiiller
- Görev esnasında ya da dışında mevzuat ya da talimatlar ile yasaklanan davranışlar sergilemek.
- Mevzuatta belirlenen kural ve usullere riayet etmeden yazılı, sözlü ya da elektronik olarak müracaat etmek veya şikayet etmek.
- Nöbeti teslim sonrasında görev yerine özürsüz biçimde geç dönüş yapmak.
- Bildirimleri süresi dahilinde yerine ulaştırmamak.
- Talimat ya da mevzuatlarla taşınmasına ya da bulundurulmasına izin verilen alanlar haricinde mesleğin ciddiyetiyle uyuşmayan şekilde bilezik, yüzük, kolye, rozet, benzeri eşyalar kullanmak.
- Görev esnasında ya da dışında kendisiyle aynı rütbede olan ya da mesai arkadaşlarına karşı saygısız davranmak.
- Mevzuat ve talimatlar ile kendisine tevdi edilen görevlerin gerektirdiği sorumluluğu üstlenmekten imtina ettiğini gösteren davranışlarda bulunmak.
- Üstleri, amirleri, aynı rütbedeki ya da çalışma arkadaşları hakkında ve aynı zamanda onların olmadığı ortamlarda onların eylem, işlem ve karakterleri hakkında kötüleyici ya da konuştuğu kişilerde kötü intiba bırakacak şekilde olumsuz kelimeler kullanmak.
- Zati demirbaş tabanca ya da geçici şekilde verilen demirbaş tabancanın üzerinde orijinalliğini zedeleyecek kaplama, boya, gravür ya da ciddiyet ile uyuşmayacak desen, şekil, resim ve karakter gibi çeşitli değişiklikler yapmak.
- Mesleki teamüllere ve mevzuata aykırı hitaplarda bulunmak.
- Disiplinsizlik şeklinde saptanan işlem, eylem, davranış ve tutumlar haricinde herhangi bir şekilde görevin takdir ve yerine getirilmesinde müsamaha ve savsaklama göstermek.
- Kılık ve kıyafetle alakalı şekilde mevzuatta belirtilen kurallara uygun davranmamak.
Kınama ve Uyarma Cezası Verme Zamanaşımı
Uyarma ve kınama zamanaşımı da merak edilen hususlardan biri olmaktadır. Kınama ve uyarma cezası verilmesini gerektiren haller disiplin amiri tarafından öğrenildiği zamandan itibaren bir ay içinde disiplin soruşturmasına başlanmaz ise ceza verme yetkisi zamanaşımına uğramış olur. Kınama ya da uyarma cezasını gerektiren eylemlere işlendiği tarihten itibaren iki sene içinde ceza verilmez ise ceza verme yetkisi de zaman aşımına uğramaktadır.
Kınama ve Uyarma Cezalarında İdari İtiraz ve İptal Davası Açma Süresi
Verilen kınama ve uyarma cezaların çalışanların mesleki hayatını olumsuz anlamda etkileyeceğinden ötürü hakkında ceza çıkmış olan çalışanlara savunma hakkı kapsamında itiraz hakkı sunulmuştur. Hakkında kınama ya da uyarma cezası verilen kişiye cezaya karşı başvuracağı ilgili merci ve başvuru zamanlarının bildirilmesi gerekmektedir.
Disiplin amirleri tarafından verilen kınama ve uyarma cezalarına karşı ilgili cezanın tebliğinden itibaren on günlük süre zarfından itirazda bulunmak söz konusu olabilmektedir. Zamanı içinde itiraz edilmeyen cezalar kesinleşmektedir. Disiplin amirleri ya da disiplin kurulları tarafından savunma alınmadan kınama ve uyarma cezası verilememektedir. Kınama ve uyarma cezaları kesinleşmesini müteakip yerine getirilmektedir.
Uyarma nedir? Kamu çalışanının yukarıda açıklanan etik davranış kurallarına kusurlu olmayarak, iyi niyet ile fakat ihmali davranışlar ile görevin icrasını ya da hal ve hareketlerinde normal olmayacak kimi davranışlarında daha dikkatli olması gerektiği hususunda yazıyla uyarılmaya uyarma denmektedir. Eğer ki kamu çalışanı kusurluysa kınama çeşidi disiplin cezasıyla cezalandırılmaktadır. Her iki durumun da disiplin soruşturmasıyla tespit edilmesi gerekmektedir.
Kesin hale gelen kınama ve uyarma cezalarına karşı altmış gün içinde iptal davası açılabilmektedir. Bu davayı açma zamanı, kesinleşen cezanın ilgili personele tebliğinden itibaren başlamaktadır. Kamu çalışanına verilen kınama ve uyarma cezaları genellikle somut nedenlerden uzak, keyfi ve hukuka aykırı sebeplere dayandığı için bu aşamada hak kaybına uğramamak maksadı ile idari itiraz aşamasında bulunurken ya da iptal davası açarken deneyimli bir idare avukatı ile iş birliği yapmakta yarar vardır.
Kınama ve Uyarma Cezalarının Sicilden Silinmesi
Personellerin çalışmakta olduğu devlet daireleri tarafından her memur için ayrı olmak üzere özlük dosyası tutulur. Bu dosyalarda personel hakkında mesleki verilere, soruşturma ve denetim raporlarına, personelin aldığı ödüllere ve başarı durumuna ilişkiler belgeler yer aldığı gibi disiplin cezaları belgeleri de bu dosyada bulunmaktadır. Dosyanın önemi, personelin kademe ilerlemesinde derece yükselmesinde, hizmete devamlılığının değerlendirilmesinde, emeklilik durumunda ortaya çıkan bir detaydır.
Bu tarz önemi nedeni ile personellerin kınama ve uyarma cezalarının sicilden silinmesi de personeller adına son derece önemlidir. 657 sayılı kanunda bu cezaların personellerin sicilinden silinmesi mümkün görülmektedir. Alakalı kanun açılan bir dava sonucuna istinaden veya bir af sebebi ile veyahut birtakım koşulların mevcut olması durumunda ilgili memurun talebi üzerine disiplin cezalarının memurların özlük dosyalarından silinebilmesine olanak tanınmıştır. Bu aşamada kınama ve uyarma cezalarının sicilden silinmesi konusunda yer alan 113 numaralı maddeye göre, cezaların uygulanmasından beş sene sonra atamaya yetkili amire başvuru yapılarak verilen cezanın sildirilmesi talep edilebilir. Bununla beraber personellere verilen disiplin cezalarının yasal bir düzenlemeyle getirilen af durumunda özlük dosyasından silinmesi ya da personel hakkında verilen disiplin cezasına karşı hukuki sürecini beraber yürütebileceğimiz bir iptal davası açmamız üzerine de davanın sonucuna göre iptal kararı alınması halince özlük dosyasından bu cezanın silinmesi söz konusu olabilmektedir.
Uyarı ve Kınama Cezalarında Ne Yapılabilir?
Kınama ve uyarı cezaları için neler yapılabilir açıklayalım:
- Disiplin cezalarına itiraz edilebilir: Disiplin amirlerince verilen kınama, uyarma ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna itiraz edilebilir. Aynı şekilde kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı da yüksek disiplin kuruluna itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu itirazda süre, ilgili kararın kişiye tebliğ edilmesinden itibaren yedi gün olmaktadır. Zamanı içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşmektedir. İtirazın kabul olması durumunda, disiplin amirleri ilgili kararı gözden geçirir ve verilen cezayı hafifletebilir ya da tam anlamıyla kaldırabilir.
- Tam yargı davası yani tazminat davası açılabilir: Kınama ve uyarma cezasına karşı tazminat açmak söz konusu olabilmektedir. Tazminat taleplerinin yargı yerleri tarafından her durumun ve davanın özel şartları içinde ele alınıp inceleneceği ve bundan ötürü tazminat davası açılamaz biçiminde bir değerlendirmenin doğru olmadığı bilinmektedir.
- Disiplin cezalarının özlük dosyasından silinmesi istenebilir: Kınama ve uyarma cezasına karşı yapılacaklar arasında ilk sırada 657 numaralı kanunun 136’ıncı maddesi gelir. Buna göre disiplin cezaları personelin siciline kaydedilmektedir. Memurluktan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan personel kınama ve uyarma cezalarının uygulanmasından beş sene, diğer ceza türlerinin uygulanmasından on sene sonra atamaya yetkili amire başvuru yaparak, verilen bu cezaların sicil dosyasından silinmesini talep edebilir.
Personelin bu süreler dahilindeki davranışları, bu isteğini haklı çıkaracak özellikte olursa, talebinin yerine getirilmesine karar verilerek ilgili karar sicil dosyasına işlenmektedir. Beş sene içinde TBMM tarafından affa uğramayan cezalar bu madde uyarınca sicilden silinme imkanına kavuşur.