Mal Paylaşımı Miras Hukuku, miras bırakan bireyin ölümü, gaipliği ya da ölüm karinesinden sonra mallarının ne şekilde paylaştırılacağını düzenleyen hukuk dalı olmaktadır.
Miras Hukuku nedir? Gerçek bir bireyin ölümü ve gaiplik hali neticesinde kişinin malvarlığını düzenleyen hukuk dalına Miras hukuku adı verilmektedir. Özel hukuk gündeme geldiğinde en geniş alanlardan biri olan medeni kanun bir alt dalı olan Miras Hukuku ile ilgili önemli noktalar vardır. Miras hukuku davalarında detayın çok olmasından dolayı uzun bir süreç gerekebilir.
Miras hukuku alanındaki problemlerin çözümü için görev yapan avukatlar vardır. Yasal düzenlemeler çerçevesinde belirtilmiş olan bir branşlaşma olmasa da halk arasında miras hukuku avukatları şeklinde bilinen uzmanlar mevcuttur. Sık olarak karşı karşıya kalınan Miras hukuku davalarının farklı nitelikleri vardır. Miras hukuku davalarının bazı nedenleri şunlardır:
Açıklanan Miras hukuku problemlerinin çözülmesi için ilgili mahkemeler görev yapmaktadır. Miras hukuku alanında kabul edilen iki çeşit yasal mirasçı bulunur. Bu mirasçılar yasal mirasçı ve atanmış mirasçı biçiminde ifade edilebilir. Miras hukuku alanında sık olarak karşılanan terimlerden biri olan tereke, bireylere bağlı olmayan ve mirasçılara verilen mal varlığıdır. Atanmış mirasçılar, miras bırakanın iradesiyle belirlenmektedir.
Miras avukatı, miras bırakan birey hayattayken yapacağı miras sözleşmesi, vasiyetname, mirastan feragat gibi uygulamalarda hukuki destek sağlayabileceği gibi bununla beraber miras bırakanın ölümünden sonra çıkacak miras ile alakalı uyuşmazlıklara bakan avukata denmektedir.
Mirasçı birey, miras bırakan kişinin hak ve alacaklarına halef olan bireye denmektedir. Mirasçı yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış mirasçı da olabilir. Yasal mirasçı, kanunda sayılan mirasçılardır: altsoy-üstsoy, eş, kardeş. Atanmış mirasçı ise miras bırakan bireyin kendi iradesi ile miras bıraktığı bireye denir.
Muvazaa bir diğer ismi ile danışıklık, tarafların gerçekte olmayan bir işlemi yapmış gibi göstermeleri ya da yaptıkları işlemin ardında farklı bir hukuki uygulama yapmaları halidir. Muvazaa uygulamada en çok miras hukukunda görülmektedir. İlgili taraflar esasen yasal mirasçılardan mal kaçırmak için bu yola başvurabilmektedirler. Mesela miras bırakan, taşınmazlarından birini mirasçılarından birine satmış gibi göstererek aslında bağışlayarak başka mirasçılarından mal kaçırabilmektedir. Bu durum saklı paya müdahale eder ise işlemin iptali istenebilir.
Vasiyetname, miras bırakan bireyin malvarlığının ölümünden sonra ne şekilde taksim edileceğini açıklayan yazılı ya da sözlü beyanlardan meydana gelir. Vasiyetname, ölüme bağlı tasarruflardan olmaktadır. Üç çeşit vasiyetname bulunur: el yazılı vasiyetname, resmi vasiyetname ve sözlü vasiyetname.
Resmi vasiyetname, iki tanığın da bulunması ve resmi memurun düzenlemesi ile hazırlanan vasiyetname çeşidi olarak bilinir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter ya da kanun ile kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Resmi vasiyetname, TMK 534. Maddesinde düzenlenmektedir. Miras bırakan bireyin isteklerini resmi memura bildirmesi üzerine memur, vasiyetnameyi yazar ya da yazdırır ve okuması için miras bırakan bireye verir. Vasiyetname, miras bırakan birey tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih ekleyerek imzalar. Sonrasında ise tanıklar da beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve miras bırakan bireyi tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak ya da yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetnamenin içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu olmamaktadır.
El yazılı vasiyetname, TMK 538. Maddesi uyarınca şekil şartlarına tabi olmaktadır. Bu düzenlemeye göre el yazılı vasiyetnamenin geçerlilik koşulları şunları içermektedir:
Miras bırakan birey hastalık, savaş, yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi gibi olağanüstü haller yüzünden resmî ya da el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilmektedir. Miras bırakan, vasiyetini iki tanığa anlatır ve tanıklar bu istemleri yazıya geçirirler. Tanıklar vasiyetnameyi imzalar ve sonrasında sulh ya da asliye hukuk mahkemesine verirler.
Miras bırakan bireyin terekesinde yer alan tüm malvarlığının aktif ve pasifleri ile tespiti için açılan davadır. Miras bırakanın aktiflerinden çıkarılması gereken pasifler şunları kapsamaktadır:
Mirasta tenkis davası, miras bırakan bireyin diğer mirasçıların saklı pay oranına tecavüz ederek tasarrufta bulunmasını engelleyen davadır. Tenkis davasını açma hakkı sadece saklı payı bulunan mirasçılara tanınmıştır. Tenkis davasını açma zamanı öğrenmeden itibaren bir senedir. Fakat bu süre herhalde vasiyetnamenin açılmasından itibaren on sene olmaktadır. Ayrıca bu süreler hak düşürücü süreler olup hakim tarafından re’sen dikkate alınmaktadır.
Türk Medeni Kanunu’na göre saklı payı bulunan mirasçılar, altsoy, üstsoy ve eştir. Kardeşin ise saklı payı yoktur. Saklı pay oranları:
TMK 495. Maddesi uyarınca miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyu olmaktadır. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar. Miras bırakan bireyden önce ölmüş olan çocukların yerini, kendi altsoyları alır. Altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar. Sağ kalan eş, beraber bulunduğu zümreye göre miras bırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olmaktadır:
Hukuk alanındaki önemli uygulamalardan biri olan mal paylaşımı Miras hukuku ile alakalıdır. Peki, mal paylaşımı nasıl yapılır? Bir bireyin ölüme bağlı tasarruflarla ya da gaip kalması durumunda ortaya çıkacak olan mirasın paylaşımında dikkat edilen özel hususlar bulunmaktadır. Miras bırakan birey tarafından hazırlanmış bir vasiyetname olması halinde vasiyetnamede belirtilen hususlar dikkate alınır.
Hayatını devam ettirirken vasiyetname hazırlamamış olan bireylerin miras paylaşımı çeşitli noktalara dikkat edilerek yapılmaktadır. Kişilerin mal varlığının dağıtılmasındaki en önemli husus eşlerin yaşamda olup olmaması halidir. Eşlerin yaşamda olması durumunda malvarlığının 4 de 1’i eşlere verilecektir. Kalan bölüm ise çocuklar arasında eşit olarak paylaşılacaktır.
Vefat halinde geride kalan eşin isteğine bağlı şekilde anne ve baba ile beraber mirasçı olmak mümkündür. Bu tür durumlarda yarı mirasçı eş iken diğer yarı mirasçısı da ana ve babasıdır.
Hukuksal alanda en fazla karşı karşıya kalınan Miras hukuku sorunlarından olan mal paylaşımında önemli olan detaylar vardır. Vasiyetname olmadan mal paylaşımı nasıl yapılır? Bir bireyin hayatını kaybetmesi ya da belirli koşullara bağlı şekilde gaip kalması halinde geride kalan malvarlığının kanuni mirasçıları arasında dağıtılması durumunda Miras hukuku kuralları devreye girer.
Hukuk alanındaki Miras hukuku bölümünde en mühim tartışma vasiyetname olmadan yapılan mal paylaşımı uygulamalarında meydana gelmektedir. Bu durumda ise birinci derece kan hısımları olan eşler ve çocukları mirasçı olur. Vasiyetname olmaması durumunda geride bırakılan malvarlığı eşler ve çocuklar arasında ortak olarak paylaşılır. Bununla beraber miras bırakan bireylerin anne ve babası da miras üzerinde hak talebinde bulunabilir. Eşin ve çocukların yaşamda olması halinde diğer kan hısımları mirasçı olamaz.
Türk Hukuk sistemi tarafından açıklanan ve Miras hukuku dalının önemli noktalarından biri de miras dağıtımı olmaktadır. Mirastan pay alabilecek kişiler kimlerdir? Mirastan pay alacak bireyler, zümre sistemi adı verilen yöntemle belirlenir. Üçüncü zümreye kadar olan bireyler zümrede mirasçı şeklinde miras bırakanın mal varlığından pay alma hakkına sahip olurlar.
1.zümre olarak açıklanan bireyler, miras bırakan bireyin alt soyunu oluşturur. Miras bırakanların eş, çocuk ve torunları birinci zümre şeklinde belirlenmiştir. İkinci zümre ise bireylerin anne babaları, kardeşleri ve yeğenlerinden meydana gelir. İkinci zümrede olan bireylerin mirastan faydalanabilmesi için birinci zümreden mirasçıların tümünün hayatta olmaması lazımdır.
Miras bırakan bireylerin üçüncü zümreleri ise diğer akrabalardan meydana gelmektedir. Büyükanne, büyükbaba, dayı, amca ve teyze gibi akrabalar ise esasen üçüncü zümreyi oluşturmaktadır. Diğer iki zümreden yaşamda kalan bulunmaz ise üçüncü zümredeki bireyler mirastan pay alabilir.
Son dönemlerde Miras hukuku bölümünde karşılaşılan durumlardan biri de reddi miras şeklinde öne çıkmaktadır. Miras bırakanın yasal mirasçısı olan bireyler, bazı nedenlerden ötürü mirası reddedebilirler. Mirasçı olduklarını öğrenen bireylerin üç ay içinde reddetme hakkı vardır.
Ortaklığın giderilmesi davası, ortakların elbirliği ya da paylı mülkiyetinden bulunan taşınır ya da taşınmazın paylaştırılması talep edilen dava çeşididir. Uygun bulunmayan zamanda paylaşma isteminde bulunmak söz konusu olmamaktadır.
Veraset ilamı, mirasçıların istemi üzerine yetkili merciiler tarafından sunulan ve mirasçılık sıfatının ispatını sağlayan belge çeşidi olmaktadır. Veraset ilamı, noterden, sulh hukuk mahkemesinden ya da e-devlet üzerinden çıkarılabilmektedir.
Bir mirasçı, terekeye dahil malların tümü ya da bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi talebinde bulunur ise sulh hâkimi, diğer mirasçılara çağrı yaparak belirleyeceği süre içinde itirazlarını almaya davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmez ise ya da mirasçı bireylerden biri açıklanan süre zarfında paylaşma davası açmaz ise istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Miras hukuku uygulamada çeşitli hesaplamalar yapılırken karışıklığa yol açan bir alandır. Bu yüzden saklı paya tecavüzün engellenmesi ya da mevcut dava var ise hak kaybının engellenmesi maksadı ile miras avukatı çok mühimdir.
Miras hukuku davaları şunları içermektedir:
Agâh Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk olarak müvekkillerimize ait gerek Güneydoğu Anadolu Bölgesinde gerekse Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki, Miras Hukukuna konu olabilecek her türlü taşınır, taşınmaz, fikri eser vb. tüm konularda Hukuki Danışmanlık ve gerekli davaların takibi için Avukatlık Hizmeti vermektedir.
Miras bırakan müvekkillerimizin son arzuları veya mirasçı olan müvekkillerimizin tereke mallarındaki miras paylarına bireysel olarak en hızlı ve sorunsuz sahip olabilmeleri için, mirasçılar arasında mal paylaşımı gerek uzlaşmaya dayalı paylaşım gerekse dava yolu ile titizlikle takip edilmektedir.
Agâh Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk Olarak Mal Paylaşımı ve Miras Hukukuna İlişkin Hizmetlerimiz;
Mirasçılık Belgesi, Veraset İlamının Alınması
Miras Kalan Malvarlıklarının, Terekenin Tespiti
Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali ve Tenkisi Davalarının Açılması
Mirasın Mirasçılar Arasında Paylaştırılması Amacıyla Ortaklığın Giderilmesi
Mirasçıların Mal Paylaşımı Konusundan Uzlaşmaları İçin Arabuluculuk Faaliyeti
Murisin Mirasçılara Borç Bırakması Halinde Mirasın Reddi İşlemlerinin Yapılması
Vasiyetname ve Miras Sözleşmesi Düzenlenmesi veya Vasiyetname ve Miras Sözleşmelerinin İptali
Miras Bırakanın Malvarlığını Haksız Olarak Mirasçı Olmayanlara Devretmiş Olması Halinde Tasarrufun İptali