İnsanlar için toplu halde toplumda yaşamak tabii zorunlu bir durumdur. Çünkü; toplum içinde insanlar ihtiyaçlarını daha kolay karşılar. Bir arada yaşayan insanların arasında çatışma çıkması, uyuşmazlık olmaması kaçınılmaz bir durumdur. Toplumda çatışma çıkmasını önleme görevi, uyuşmazlıklara çözüm bulma süreci ancak belirli bir yaptırımların uygulanmasıyla olur. Uygulanan bu yaptırımlara ceza adı verilir.
Ceza hukuku, toplu yaşamanın getirdiği sosyal düzene karşı hangi davranışların cezalandırılmasının, hangi davranışlara yaptırım uygulanması gerektiğini belirler. Ceza hukuku, toplumu oluşturan insanların haklarını belirleyerek, toplum barışının korunmasına hizmet eder. Ceza hukukunun temel felsefesi hukuksuz toplum, toplumsuz hukuk olmaz ilkesidir.
Ceza hukukunun temel ilkelerinden ilki kusur ilkesidir. Kusur ilkesi, cezanın ancak failin fiili nedeniyle uygulanmasını öngörür. Bu ilkeye göre, kusursuz kimseye ceza verilmez, faile kusurundan daha ağır veya daha az ceza verilemez.
Ceza hukukunun temel ilkelerinden ikincisi ise hukuk devleti ilkesidir. Hukuk devleti ilkesi, cumhuriyetin temel niteliklerindendir. Hukuk devleti ilkesi gereği, cezaların kanuniliği ilkesi söz konusudur. Toplumu oluşturan insanlara uygulanacak cezalar ve yaptırımlar önceden belirlenmiş kanunlara dayanmalıdır. Kanunda belirlenen dışında bir ceza uygulanmamalıdır.
Ceza hukukunun temel ilkelerinden üçüncüsü ise, insan onuruna saygıdır. Ümanizim ilkesi olarak da bilinen insan onuruna saygı ilkesi, suç işlediği için ceza yaptırımına tabi tutulan insanın yeniden topluma kazandırılmasıdır. Ümanizim ilkesince, suçlunun kırbaçlanması, zina yapan kadının taşlanması, hırsızın elinin kesilmesi insanlık onuruna aykırı davranışlardır.
Ceza Muhakemesi, Ceza hukukunun belirlemiş olduğu suçların ihlal edilmesi durumunda, ceza muhakemesi devreye girer. Ceza muhakemesi, suçun işlenip işlenmediğini, suç işlenmişse failinin veya faillerinin kim olduğunun tespiti, kusurlarının olup olmadığının, kusurlu ve sorumlu iseler bu sorumluluğun miktarını ve türünün belirlenmesi faaliyetidir.
Ceza muhakemesini yani suçun ve suçlunun tespiti için yürütülen bir takım faaliyetleri düzenleyen hukuk dalına ceza muhakemesi hukuku denir. 5271 Sayılı Türk Ceza Muhakemesi Kanununa göre, ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki kurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülüklerini düzenler.
Bir fiilin cezalandırılması için gerekli olan düzenlemeleri içeren ceza hukuku, genel hükümler ve özel hükümler olmak üzere ikiye ayrılır. Ceza kanununun genel hükümler kısmı, kusur, teşebbüs, iştirak gibi tüm suçlar bakımından uygulama alanı bulan hükümlerdir. Ceza kanununun özel hükümleri ise, düzenlenen genel suçlar ve özel ceza kanunlarını içerir.
Ceza hukukunda genel kısım, suçlar ve yaptırımlara ilişkin genel olarak düzenlenen hükümleri kapsar. Buradaki düzenlemelerde suçun unsurları, cezai sorumluluk, sorumluluğun ortadan kalkması, yaptırımları, ceza türleri gibi konular vardır.
Ceza hukukunun özel kısmında, çeşitli suç tipleri ayrı ayrı ele alınır. Düzenlenen bu suçların tanımı yapılır. Unsurları ve suça etki eden haller incelenir.
Toplum içerisinde düzenlenen kanunlara tabii olanların, bunları ihlal etmeleri olağandır. Düzenlenen bu ceza kanunlarının ihlal edilmesi halinde suç dediğimiz kavram ortaya çıkmaktadır. Ancak kanunun ihlal edilmesiyle ortaya çıkan suçta gerek suçlunun tespiti ve uygulanacak adil bir cezanın varlığı yargılama ile belirlenir. İşte yapılacak olan bu yargılamada savunmanın vazgeçilemez unsuru, ceza hukuku avukatı olmaktadır. Çünkü herkesin savunulmaya hakkı vardır. Bu bir şüpheli veya sanıkta olabilir, işlenen suçtan zarar gören bir müştekide olabilir.
Mahkemelerde yargılama üç saç ayağı üzerine kuruludur.
Yargılamadaki savunma makamını avukat temsil eder.
Ceza avukatı, ceza yargılamasındaki savunmayı temsil eder. Ağır ceza mahkemelerinde, asliye ceza mahkemelerinde ve sulh ceza hakimliklerinde ceza avukatı görev alır. Suç işleyen ve suça sürüklenen kişilerin veya işlenen suçtan zarar görenlerin ulaşabileceği en doğru kişi iyi bir ceza avukatıdır.
Ülkemizde yargılamalar çok uzun sürmekte, adalet yerini bulurken gecikmektedir. Ceza avukatı önemi, uzun süren bu yargılamalarda ön plana çıkmaktadır. Çünkü, yargılamanın savunma makamını oluşturan ceza avukatı, delillerin toplanmasını, tanıkların tespitini ve yargılamanın taraflar için adil bir şekilde ilerlemesini sağlar. Ceza mahkemesinde yargılanan ancak gerçekte hiçbir suçu olmayan biri için ceza avukatı önemi yadsınamaz derecedir.
Suç işlemediği halde mahkemelerde yargılanan insanlara, şüpheli veya sanık olarak bulunduğu mahkemeden adil yargılanma talep edenlere, avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti ceza avukatının görevidir. Ayrıca, sanığın savunmasının en iyi bir şekilde yapılması, yapılacak duruşma öncesi lehine olacak durumların tespit edilmesi de ceza avukatlarının en temel görevleri arasındadır.
Ağır ceza mahkemeleri ve asliye ceza mahkemelerindeki yargılamalarda savunma yapmak ceza avukatı görev alanı içindedir. Kamu hizmeti niteliğinde olan avukatlık mesleğinde, avukatın takip edeceği dosyada sorumluluğu noterden usulüne uygun vekaletin düzenlenmesiyle başlar. Müvekkil avukata noterden çıkartacağı genel dava vekaletnamesi ile kendi uhdesinde olan dosyaya vekil tayin etmiş olur. Ceza avukatı sorumluluğu dosyanın kesinleşmesi ile veya dosyadan istifa etmesiyle, istifa ettiği tarihten sonra 15 gün içinde sonlanır.
Geçmişten günümüze insanlar toplum içinde yaşadığından bu yana suç ve suçlu var olmuştur. İşlenen suçta, suça maruz kalan kişide aynı topluma aittir. Ceza avukatı kimi zaman suça sürüklenen kimi zaman suçtan zarar görenin adalet önünde savunucusudur. Ceza avukatı, adam öldürme, yaralama, tehdit, yağma, hırsızlık, uyuşturucu, konut dokunulmazlığını ihlal, hakaret vb. suçlara ilişkin ceza davalarına bakar.
Kamu hizmetini icra eden avukatlar için, teoride bir suç ya da dava ayrımı yokken, pratikte bu ayrım bazen olabilmektedir. Çünkü ceza alanında uzman, en iyi ceza avukatının kendisini sürekli geliştirmesi, kanunları, içtihatları ve emsal mahkeme kararlarını takip etmesi gibi bir durum söz konusudur.
Ülkemizde yargılamalar çok uzun sürmekte, mahkeme kararını çoğu kez çok geç vermekte ve yargılama sürüncemede kalmaktadır. Ancak, Adalet Bakanlığı’nın bu durumu önlemek için bazı çalışmaları vardır. Bunların başında hedef süre uygulaması gelmektedir. Yargıda hedef süre ile hakimlere bakmakta oldukları davayı sonuçlandırabilecekleri en uzun süreyi belirlemekte ve yargılamanın bu süre zarfında bitirilmesini istemektedir. Ceza mahkemelerinde de hedef süre uygulaması ile ceza avukatı davaları daha kısa sürede sonuçlandırılması amaçlanmaktadır. Normalde günümüz şartlarında ağır ceza mahkemelerinde görülmekte olan ceza davaları 1 ila 3 yıl arasında, asliye ceza mahkemesindeki yargılamalar ise 1 ila 2 yıl arasında sonuçlanmaktadır.
Ceza mahkemelerindeki yargılamalarda savunma makamını temsil eden avukatlar için, müşteki veya sanık bakımından temsil konusunda bir sınırlama yoktur. Ceza avukatı aynı anda kaç kişinin savunmasını yapabilir sorusu, sanıklar arasında menfaat çatışması bulunması halinde önem kazanır. Çünkü sanıklar arasında menfaat çatışması var ise ayrı ayrı avukatlar ile temsil edilmek zorundadır. Menfaat çatışmasının varlığında, yargılama aşaması devam ederken suçun veya suçlunun değişme ihtimali söz konusudur. Ceza davasında aralarında bir bağ veya bağlantı yok ise, bir avukat tüm sanıkları ve tüm katılanları temsil edebilir.
Hukuk fakültesi mezunu olan herkes, avukatlık stajını başlatmaya hak kazanır. Bir yıl süren avukatlık stajı sonrasında kişinin avukatlık mesleğine kabulü yapılır. Avukatlık mesleğinde herhangi bir branş alanı yoktur. Avukatlık ruhsatnamesi olan her avukat ceza davalarına takip edip ceza avukatlığı yapabilir. Ancak pratikte belirli bir alanda ihtisaslaşma söz konusudur. Yani ceza alanında kendini geliştiren, ceza kanunlarına, infaz kanunlarına, içtihatlara, güncel mahkeme kararlarına hâkim olan avukat en iyi ceza avukatı olarak değerlendirilebilir. Çünkü ceza hukuku bilgi birikimi ve tecrübe gerektiren bir alandır. Ve bu alanda çalışacak avukat yeterli bir donanıma sahip olmalıdır.
Ceza hukuku kapsamında düzenlenen genel hükümler ve özel hükümler, suç tiplerini, suç tanımını ve suçun kapsamını belirler. Ceza muhakemesi hukuku ise önceden belirlenmiş olan bu suçların işlenmesi halinde yapılacak olan yargılamaları ve uygulamaları düzenler. Ceza muhakemesi dahilinde yapılacak olan yargılamalarda ceza mahkemelerinin görevleri de belirlenmiştir. Ceza mahkemelerinin görevleri, suçun vasfına, suç tipine ve suç miktarına göre değişiklik göstermektedir. Buna göre;
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve on yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, ağır ceza mahkemesi görevlidir. Kanunda belirlenen infaz süresine ve 10 yıl ve daha az hapis cezası gerektiren davalarda asliye ceza mahkemesi görevlidir.
Ülkemizdeki yargı sisteminde ağır ceza mahkemeleri, ilk derecedeki yargı faaliyetini yürütür. Ağır ceza mahkemesinin vermiş olduğu kararlar sırasıyla bölge adliye mahkemelerinde ve Yargıtay’da incelenir. Ağır ceza mahkemeleri heyet halinde çalışmalarını yürütür. Heyette bir başkan ve iki üyeden oluşur. Ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan davalarda duruşmalara cumhuriyet savcısı da iştirak eder.
Her il merkezinde ağır ceza mahkemesi bulunur. İş yoğunluğuna göre ağır ceza mahkemeleri illerde birden fazlada kurulabilir. Bu mahkemeler kurulduğu ilin adı ile anılır. Örneğin; İstanbul ağır ceza mahkemesi, Ankara ağır ceza mahkemesi, Şanlıurfa ağır ceza mahkemesi, Diyarbakır ağır ceza mahkemesi ve Gaziantep ağır ceza mahkemesi gibi isimlendirilir.
2019 tarihi itibariyle Şanlıurfa’da sekiz ağır ceza mahkemesi bulunmaktadır. Şanlıurfa ağır ceza mahkemeleri, Şanlıurfa merkez adliye sarayında hizmet vermektedir.
Yargı örgütü içerisinde bir diğer ilk derece yargı mercii de asliye ceza mahkemeleridir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen tüm yargılama faaliyetleri asliye ceza mahkemesince yürütülür. Asliye ceza mahkemeleri her il ve ilçe merkezinde kurulmuştur. Asliye ceza mahkemeleride ihtiyaca göre birden fazla kurulabilir. Kurulan bu asliye ceza mahkemeleri kuruldukları ilin adı ile isimlendirilir. Örneğin; İstanbul asliye ceza mahkemesi, Ankara asliye ceza mahkemesi, Şanlıurfa asliye ceza mahkemesi, Mardin asliye ceza mahkemesi ve Adıyaman asliye ceza mahkemesi gibi adlandırılır.
Şanlıurfa asliye ceza mahkemeleri Şanlıurfa merkez binada hizmet vermektedir. Paşabağı mahallesinde bulunan Şanlıurfa adliye sarayı içerisinde hali hazırda 9 asliye ceza mahkemesi vardır. Şanlıurfa ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girmeyen tüm davalar Şanlıurfa asliye ceza mahkemesince takip edilmektedir.
AGÂH Hukuk Danışmanlık & Arabuluculuk olarak alanında uzman avukat ekibimizle ceza yargılamasının temelini oluşturan soruşturma aşamasından, mahkemece yapılan kovuşturma aşamasına kadar gereksinim duyulan her türlü hukuki sorunda detaylı bir çalışma yapmaktayız. Mahkemece verilen kararlar sonrasında ise gerekli kanun yollarına başvuruları ve infaz aşamasına ilişkin süreci Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve İnfaz Hukuku çerçevesinde titizlikle yürütmekte ve müvekkillerimize her aşamada Hukuki Danışmanlık ve Avukatlık Hizmeti sunmaktayız. Her türlü destek ve bilgi için Agah hukuk büromuzdan destek sağlayabilirsiniz.
Suç Duyurusuna İlişkin Dilekçelerinin Hazırlanması ve Savcılık Nezdinde Başvuruların Yapılması
Soruşturma Aşamasında ve Tutukluluk Sürecinde Sulh Ceza Hakimliğine İlişkin Taleplerinin Takibi
Kovuşturma Aşamasında Sulh, Asliye ve Ağır Ceza Mahkemelerinde Sanık Müdafi ve Müşteki Vekilliği
Sabıka Kayıtlarının ve Sicillerin Zaman Aşımı vs Hukuki Nedenlerle Sabıka kaydı Silinmesi Talepleridir.