Velayet Davası Yetkili Mahkeme, Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi davası, çocukları alakadar eden hususların en başında gelmektedir. Kanuni olarak reşit olmayan çocukların doğumlarından reşit olana kadarki dönem içinde çocuğun baba ve anne tarafından bakılması, eğitiminin karşılanması, koruması, yetiştirilmesi, sahip olmuş olduğu haklar, mallarının yönetilmesi gibi çeşitli konulara velayet denmektedir.
Ergin olmayan birey, baba ve annesinin velayeti altındadır. Yasal neden olmadığı sürece velayet baba ve anneden alınamaz. Hâkim vasi atanması haline gerek bulmadığı sürece, kısıtlanan ergin çocuklar da baba ve anne velayetinde kalmaktadırlar.
Çocukla alakalı hususlarda dikkate alınması gereken temel ilke çocuğu yüksek faydası ilkesidir. Günümüzde velayet baba ve annenin çocuk üzerinde hakimiyet kurmasının aracı şeklinde değil, çocuğu yaşama hazırlamasının bir aracı şeklinde kabul görür. Baba ve anne çocuğun bakımından, eğitiminden, korunmasından, temsilinden, çocuğun bedensel ve ruhsal iyiliğinden sorumlu olmaktadır.
Velayetin Kapsamı
İçerik Tablosu
Velayet durumunun kapsamı genel şekilde TMK madde 339’da açıklanmıştır. Baba ve anne çocuğun eğitim ve bakımı hususunda onun menfaati gözetilerek gerekli olan kararları alır ve uygular. Çocuk, baba ve annesinin sözünü dinlemek ile yükümlüdür. Baba ve anne, olgunluğu ölçüsünde çocuğa yaşamı düzenleme imkânı tanırlar. Önemli hususlarda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde bulundururlar. Çocuk, baba ve annesinin rızası dışında evi terk edemez ve yasal neden olmadan onlardan alınamaz. Çocuğun ismini baba ve annesi koyar. Çocuğun dini eğitimi ve diğer eğitimleri de velayetin kapsamına dahil olmaktadır.
Baba ve anne velayetleri kapsamında üçüncü şahıslara karşı çocuklarının yasal temsilcileri olmaktadır. İyi niyetli üçüncü şahıslar, eşlerden her birinin diğerinin rızası ile uygulama yaptığını varsayabilirler. Vesayet makamlarının iznine bağlı olan konular haricinde kısıtlıların temsiline ilişkin hükümlerin velayetteki temsilde de uygulanacağı kanun koyucu tarafından düzenlenmiş durumdadır. (TMK madde 342).
Velayet altındaki çocuğun fiil ehliyeti, vesayet altındaki bireyin ehliyeti gibidir. Çocuk, borçlarında baba ve annenin çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmadan kendi malvarlığıyla sorumlu olmaktadır. Çocuğun aileyi temsil etmesi hususunda ise velayet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahipse baba ve annenin rızası ile aile adına hukuki şekilde işlemler yapabilmektedir. Fakat bu işlemlerden ötürü baba ve anne borç altına girmektedir. (TMK madde 344).
Çocukla baba veya annesi arasında ya da üçüncü şahıs arasındaki yapılacak bir hukuki prosedürler çocuğun borç altına girebilmesi konusu ise bir kayyımın katılmasına ve hâkimin onayına bağlı olmaktadır. (TMK madde 345).
Velayet Hakkı Sahibi
Evlilik birliği devam ettiği sürece baba ve annenin velayeti beraber kullanacağı, ortak yaşama son verilmiş ya da ayrılık hali gerçekleşmiş ise hâkimin, velayeti eşlerden birine verebileceği husus TMK madde 336’da düzenlenmiştir. Velayet, anne ve babadan birinin ölümü durumunda sağ kalana, boşanma durumunda ise çocuğun kendisine bırakılan tarafa ait olacaktır.
Akrabalık derecesi ne kadar yakın olursa olsun velayet hakkı verilmemektedir. Fakat vesayet hakkı verilebilmektedir. Boşanma davası tamamlanana kadar çocuğun velayet hakkı baba ve annenindir. Bu hak başkasına devredilemez, aynı zamanda baba veya annenin bu haktan feragat etmesi de söz konusu olmamaktadır. Ancak baba ve annenin yasal nedenlere dayanılarak velayet hakkı ellerinden alınabilmektedir. Bu nedenler haricinde velayet hakkı bireye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Feragat edilemez ve devredilemez.
Üvey çocuklar bakımından ise eşlerin, ergin olmayan üvey çocuklarına da ilgi ve özen gösterme yükümlülüğü vardır. Kendi çocuğu üzerinde velayeti kullanan eşe diğer eş uygun şekilde yardımcı olmaktadır. Koşullar ve durum zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun gereksinimleri için onu temsil eder. (TMK madde 338).
Velayetin Kimde Kalacağının Belirlenmesi
Hâkim velayet hakkının kimde kalacağını belirleme aşamasında iken çocuğun üstün faydasını gözeterek karar verir. Buna göre:
- Çocuk 0-4 yaş aralığındaysa anne bakımına muhtaç olan bir birey demektir. Çoğunlukla hâkim bu yaş aralığındaki çocukların velayetini anneye verir. Annenin maddi durumuna veya hayat tarzına bakılmadan velayet kararı verilir. Çünkü bu yaştaki çocuklar annenin bakımına gereksinim duyar.
- Çocuk 6-12 yaş aralığında ise yani çocuk okul çağındaysa hâkim buna göre bir değerlendirme yapar. Okul çağında olan çocuğun hangi okula gittiği, okulun kime yakın olduğu, anne veya babadan hangisinin çocuklarının dersine destek olduğu ve onunla ilgilendiği gibi bütün hususlar değerlendirmeye alınacaktır. Sonuç itibariyle okul dönemindeki çocuk adına verilecek olan velayet kararında çocuğun faydası ve geleceği göz önünde bulundurulur.
Ortak Velayet
Ülkemizde son senelerde uygulamaya konmuş olan bir müessesedir. Ortak velayet durumunda eşler, evlilik birliğinin sona ermesiyle çocukları ile medeni hakları ve ilişkilerinden eşit biçimde yararlanmaktadır. Kanun maddesi şeklinde yürürlüğe giren düzenleme olmayıp, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmanın onaylanmasıyla yorum yolu ile uygulama yapılmaktadır. Ortak velayetin gerçekleştirilmesi adına çeşitli koşullar bulunmaktadır. Bunlar:
- İlk olarak çocuğun menfaati ve faydası olmalıdır.
- Baba ve annenin ortak velayete ilişkin ortak iradede olmaları gerekmektedir.
- Baba ve annenin ortak velayet konusundaki ortak iradede olduklarına dair hâkimin kanaat getirdiği ve bu hususta tarafların ileriki dönemde problem yaratamayacağına dair öngörüsü bulunmalıdır.
Hâkime ortak velayet kararına ilişkin takdir yetkisi sunulmaktadır. Hâkim, bu karara ilişkin çocuk faydasını göz önünde bulundurarak karar vermektedir.
Mahkemece verilen velayet kararı, her daim kesin hüküm oluşturmaz. İlgili velayet, kamu düzenine ilişkin bir gelişmedir. Bu yüzden hâkimin ortak velayet konusunda kurmuş olduğu hüküm kesin değildir, koşulların değişmesi durumunda tekrardan velayete ilişkin bir dava açılarak velayet hususunda yeni bir karar verilmesi istenebilecektir.
Velayetin Değiştirilmesi Davası
Velayet davası, çocuğun 18 yaşını doldurmamış ve velayeti diğer ebeveyne verişmiş bireylerin açacak oldukları dava türüdür. Çocuğunun velayetini isteyen birey, velayetin değiştirilmesini ve kendisine verilmesini isteyecektir.
Bu dava, boşanma davası sürerken hâkimin direkt olarak göz önünde bulunduracağı bir konudur. Çocuğun yararı ve menfaati açısından velayetin anneye mi yoksa babaya mı verilmesi gerektiğini inceleyerek karar kılacaktır. Boşanma sonucunda verilen velayet hakkı, hakkın gereklerinin yerine getirilmemesi, kötüye kullanılması durumunda velayetin değiştirilmesi davası açılabilecektir.
Velayetin Kötüye Kullanılması
Velayet hakkı, mahkemenin kesin hüküm barındıran bir kararı olmamaktadır. Değişen yaşam koşulları, velayet hakkı sahibi tarafın çocuğun menfaati bakımından hareket etmemesi gibi pek çok farklı faktör nedeni ile velayeti almak isteyen taraf, velayetin değiştirilmesi davası açabilmektedir.
Bu dava için belirli bir süre öngörülmemiştir. Çocuğun menfaatinde zedelenme olduğu zaman velayetin değiştirilmesi için dava açılabilmektedir. Bu davada hâkim, muhakkak sosyal inceleme raporu talep edecektir. Bu raporla çocuğun hangi ebeveynde kalmasının onun faydasına olduğu, velayetin değiştirilmesinin gerekli olup olmadığı incelenmelidir. Hâkim, bu rapordaki görüş ve kanıtlar sonrasında velayetin değiştirilip değiştirilmemesine karar verecektir.
Velayetin Değiştirilmesinin Sebepleri Nelerdir?
Velayetle alakalı kararların değiştirilmesi söz konusu olabilmektedir. Bu konuda mahkeme kararı kesin hüküm niteliğinde olmadığından tarafların anlaşmalı boşanma sözleşmesinde velayet kendisine verilen taraf farklı bir kişi ile evlenirse velayet diğer tarafa geçer veya taraflar ileride velayet davası açamaz gibi çeşitli hükümler yazmaları bağlayıcı olmamaktadır. Bu yüzden değişen koşullar var ise çocuğun velayeti kendisinde olmayan eş diğer eşe karşı velayetin değiştirilmesi hususunda bir dava açabilmektedir.
Bu aşamada önemli olan yeni gelişmelerin çocuğun menfaatine ayrılık teşkil edip etmemesi halidir. Velayet hakkını talep eden eş, velayet hakkı sahibinin çocuğu ihmal ettiğini, tehlikeli hallere soktuğunu, ruhsal açıdan onu olumsuz etkilediğini, çocukla ilgilenmediğini ileri sürerek velayet hakkının kendisine geçmesini talep edebilir.
Velayetin değiştirilmesi davasının nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
- Velayet hakkı bulunan baba ya da annenin, velayet hakkı olmayan diğer kişi ile çocuğun görüştürülmesinin önlenmesi
- Tekrardan evlenme, velayetin değiştirilmesi için bir neden olsa da tek başına yeterli olmamaktadır. Tekrardan evlenme durumu ile çocuğun bakımı, menfaati olumsuz anlamda etkileniyorsa velayetin değiştirilmesi kararı verilebilecektir.
- Farklı bir yere giden, çocuğunu terk eden ve bakımını ihmal eden anne veya babanın elinden velayet hakkı alınacaktır.
- Ölüm gibi hallerde hâkim kendiliğinden veyahut baba ya da annenin talebine karşılık gerekli önlemleri almaktadır.
Velayetin Kaldırılması Davası
Velayetin kaldırılması davası nedir? Çocuğun gelişmesi ve menfaati tehlikeye düştüğü zaman baba ve anne duruma çare bulamaz ya da buna güçleri yetmez ise hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri almaktadır. Çocuğun zihinsel ve bedensel gelişmesi tehlikede olur ya da çocuk manevi anlamda terk edilmiş kalırsa hâkim, çocuğu baba ve anneden alarak bir aile yanına ya da kuruma yerleştirebilir. Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenmeyecek şekilde bozuyor ise ve durumun gereklerine göre farklı çare de kalmadı ise baba ve anne ya da çocuğun istemi üzerine hâkim aynı tedbirleri alabilmektedir.
Çocuğun korunması hususunda bu önlemlerden netice alınamaz veya bu tedbirlerin yetersiz kalacağı önceden anlaşılır ise hâkim şu hallerde velayetin kaldırılmasına karar verebilmektedir:
- Baba ve annenin deneyimsizliği, rahatsızlığı, başka bir yerde olması ya da benzeri nedenlerden biriyle velayet görevini gerektiği şekilde yerine getirememesi hali.
- Baba ve annenin çocuğa yeteri kadar ilgi göstermemesi ya da ona karşı yükümlülüklerini ağır şekilde savsaklaması.
Velayet baba ve annenin her ikisinden kaldırılır ise çocuğa bir vasi atanmaktadır. Kararda aksi söz edilmediği sürece velayetin kaldırılması doğacak ve mevcut tüm çocukları kapsamaktadır. Velayetin kaldırılmasını gerektiren neden ortadan kalkmış ise hâkim, resen veya anne ya da babanın istemi dahilide velayeti geri verebilir.
Velayetin kaldırılması durumunda baba ve annenin çocuklarının eğitim ve bakım giderlerini karşılama yükümlülükleri devam etmektedir. Baba ve anne ile çocuğun ödeme gücü bulunmuyorsa bu giderler devlet tarafından karşılanmaktadır. Nafakaya ilişkin hükümler ise saklı olmaktadır. Velayetin kaldırılması davası son derece mühim bir dava türüdür. Bundan dolayı deneyimli bir avukat desteği alınması önem arz etmektedir.
Velayetin Kaldırılması ve Değiştirilmesinde Görevli Mahkeme
Çocuğun velayetini alabilmek amacıyla açılacak olan velayet davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesi olmaktadır. Bu mahkemelerin olmadığı yerlerde görevli olan kurum ise Asliye Hukuk Mahkemesidir. Farklı bir mahkemede dava açılması durumunda ilgili mahkeme görevsizlik kararı ile davayı reddeder. Vasi atanması durumunda ise görevli olan mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olmaktadır.
Bu davalarda yer yönünden yetkili mahkeme kesin yetkili mahkeme değildir. Yetkili mahkeme, genel yetkili kurumdur. Davalının yerleşim yerindeki ilgili mahkemedir. Aynı zamanda velayetin değiştirilmesi davasında, davacının kendi oturduğu yerde de dava açabilme hakkı vardır. Velayetin düzenlenmesi istemi çekişmesiz bir yargı işidir. Bundan dolayı bu davalarda bireyin ya da ilgilinin oturduğu yer mahkemesinde dava açılmaktadır.